Davacı, murisinin trafik iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından duruşmalı, olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacıların murislerinin iş kazası sonucu ölümü iddiasına dayalı maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davacıların maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacıların yakını olan sigortalı R. T."nin 29.3.2004 tarihinde davalı şirkete ait işyerinde çalışmaya başladığı, davalı şirkete ait değişik sigorta nolu işyerlerinden 31.5.2004 tarihine kadar 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı olarak gösterildiği 30.6.2004 tarihinde davalı şirket ile sigortalı arasında yapılan iş sözleşmesinin tetkikinden sigortalının 30.6.2004-30.12.2004 tarihleri arasında çalışmak üzere geçici olarak davalı şirketin Özbekistan da bulunan işyerinde çalıştırmak üzere gönderildiği, sözleşmede işçilerin istemesi halinde işverence primlerin isteğe bağılı sigortalılık kolundan ödeneyeceğinin bildirildiği, 25.6.2004 tarihinde 6 gün 506 sayılı Yasa"ya tabi isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödenip 2004 yılı Haziran ayında 24 gün yine davalı şirkete ait işyerinden 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak gösterilip 1.7.2004 tarihinden ölüm tarihi olan 19.l12.2004 tarihine kadar 506 sayılı Yasa"ya tabi isteğe bağlı sigortalı olarak primlerinin ödendiği, sigortalının iş bitimi işverence temin edilen servis aracı ile diğer işçilerle birlikte Türkiye"ye dönüşü sırasında cereyan eden trafik kazası sonucu 19.12.2004 tarihinde vefat ettiği, davalı şirketçe hak sahibi davacı eş E.T."ye sigortalının 29.3.2000-19.12.2004 tarihleri arasındaki hizmet süresi üzerinden kıdem tazminatı ödendiği anlaşılmaktadır.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası niteliğinde olup olmadığı, haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin hükme en yakın tarihteki peşin sermaye değerinin hüküm tarihine en yakın tarihteki verilere göre belirlenen tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
5510 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde İş kazasının 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının(a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları
çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kuruma en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile doğrudan ya da taahhütlü posta ile bildirilmesinin zorunlu olduğu, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde meydana gelmesi halinde bu sürenin iş kazasının öğrenildiği tarihten başlayacağı, Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabileceği, 5510 sayılı Yasa’nın 20 nci maddesinde ise iş kazasına bağlı nedenlerden dolayı ölen sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanacağı bildirilmiştir.
Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir.
Yapılacak iş; davacıya iş kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olay Kurumca iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca iş kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek iş kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanmasını istemesi için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 03.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.