1. Hukuk Dairesi 2014/11392 E. , 2016/3159 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 6186 ve 6187 parsel sayılı taşınmazların 27.04.2011 tarihinden itibaren kayden maliki olduğunu, davalının, önceki malik ..."tan olan alacakları nedeniyle dava konusu bağlardan el çekmediğini, davalıya ... Noterliğinden gönderdiği 28.11.2011 tarih ve 5454 yevmiye sayılı ihtarname ile taşınmazları terk etmesini ve 2011 yılı üzüm gelirini istediğini, ihtarnameye rağmen davalının çekişme konusu bağları kullanmaya devam ettiğini, davalının icra dosyası ile harici satım savunmasında bulunduğunu ileri sürerek davalının haksız müdahalesinin men"i ile tespit edilecek 2011 yılı üzüm geliri olan 50.000 TL"nin tespit ve hasat dönemi olan 30.09.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu edilen taşınmazları önceki malik ..."tan 2009 yılı Nisan ayında 250.000 TL bedelle satın aldığını, 208.000 TL"yi ödediğini, kalan miktarı da tapuda devir sırasında ödeyeceğini, ancak tapu devri yapılmadığından bakiye miktarın da ödenmediğini, mülkiyetin kendisine ait olduğunu, adı geçen İsmail"in ölümü ile mirasçılarından dava dışı ..."nin kız kardeşinin çocuğu olan davacıya yapılan devrin muvazaalı olduğunu, davacının kötüniyetli olduğundan ecrimisil talep etme hakkının olmadığını, öte yandan talep edilen ecrimisilin de fahiş olduğunu ve davacının ecrimisil talep ettiği dönemde don olayı yaşandığını, bu hususun dikkate alınması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; bağ vasıflı çekişme konusu 6186 ve 6187 parsel sayılı taşınmazları davacının 27.04.2011 tarihinde satış suretiyle temellük ettiği, davacının davalı ... ve adı geçenin oğlu ..."ye gönderdiği 28.11.2011 tarihli ihtarnamede davalılarca alınan 2011 yılı üzüm gelirinin kendisine ödenmesini ve haksız müdahalenin sona erdirilmesini talep ettiği, davalı ..."in ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/85 E sayılı dosyasında davacı ... ile önceki kayıt malikleri aleyhine açtığı tasarrufun iptali davasında; önceki maliklere karşı ... İcra Müdürlüğünün 2011/651 sayılı dosyasında takip başlattığını ve takip dosyasından mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak dava konusu 6186 ve 6187 sayılı parsellerin davalı ..."ya satış suretiyle devredildiğini ileri sürerek satış işleminin İİK"nun ilgili maddeleri gereğince iptaline karar verilmesini istediği ve yargılama sonucunda davanın kabulü ile 6186 ve 6187 sayılı parsellerin davalı ..."ya 27.04.2011 tarihinde yapılan tasarruf işleminin iptali ile cebri icranın devamına, cebri icra yoluyla satıldıktan sonra kalan bedelin davalı ..."ya ödenmesine karar verildiği, anılan kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, davalının harici satım iddiası ve ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/85 E sayılı dosyasında açmış olduğu tasarrufun iptali davası davalı ..."e bir mülkiyet hakkı tanımayacağından anılan davanın eldeki davada bekletici mesele yapılmamış olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı tarafın bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine.
Tarafların öteki temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)
25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca bir araştıma yapıldığını söylebilme olanağı yoktur.
Şöyle ki, dosyada iki kez keşfe gidildiği ve farklı iki bilirkişi heyetinden yaş ve kuru üzüm tarımına ilişkin iki farklı rapor alındığı halde davalının savunmasında belirttiği don olayına ilişkin meteoroloji ve ilçe tarım müdürlüğünden anılan olayın yaşandığı döneme ilişkin verilerin istenmediği ve hangi rapora itibar edildiğinin kararda tartışılmadığı gibi gerekçe kısmında da davacının faiz talebi üzerinde durulmasına rağmen bu konuda bir hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır.
Hâl böyle olunca, yöresel adetlere göre ürünün ne kadarının yaş ve ne kadarının kuru olarak piyasaya sürüldüğünün tespit edilmesi, meteroloji ve ilçe tarım müdürlüğünden davalı savunmasında belirtilen don olayı nedeni ile ecrimisil talep edilen 2011 yılında ürün kaybı olup olmadığının, eğer var ise ne kadar olduğunun belirlenmesi, davacının faiz talebi konusunda da olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Kabule göre de, mahkemece 27.619,02 TL karar ve ilam harcına hükmedilmiş ve bu miktardan peşin harç ile davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan tamamlama harcı toplamı olan 2.644,00 TL"nin mahsup edilerek davalıdan kalan miktarın tahsiline karar verilmiş olmasına rağmen davacı tarafından yatırılan harcın yargılama giderleri kısmında davacıya iadesinin hüküm altına alınmamış olması doğru değildir.
Öte yandan, 6100 sayılı ...nun 326. (1086 sayılı HUMK. nun 417/1.) maddesi hükmü gereğince davanın kısmen kabulü halinde yargılama giderleri kabul ve reddedilen miktarlara göre taraflara yükletilir. Bu durumda; eldeki dava kısmen kabul edildiğine göre, yargılama giderlerinin kabul-ret oranında taraflara yükletilmesi gerekirken yargılama giderlerinin tamamından davalının sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi dava kısmen kabul edildiği halde reddedilen miktar üzerinden davalı yararına vekâlet ücretine hükmedilmemiş olması da isabetsizdir.
Tarafların temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.