MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi ile davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı 08/12/2006 günlü dilekçesi ile ... ilçesi ... beldesi incirli mahallesi mevkiinde kain 141 parsel sayılı taşınmazın çevresindeki sınırlarını dilekçede bildirdiği taşınmazı 1974 yılından 1976 yılına kadar imar ihya edip, 20 yıldan fazla süreyle malik sıfatıyla zilyet ettiğini, taşınmazın Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Hazine vekili cevap dilekçesinde taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Orman Yönetimi 05/05/2008 tarihli dilekçesi ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.
Mahkemece, davacının davasının reddine, asli müdahil orman işletme müdürlüğünün davasının kabulü ile; fen bilirkişiler... ile... tarafından düzenlenen 23.07.2007 tarihli krokide sarı ile boyalı 24136,69 m2 yüzölçümlü taşınmazın “orman” niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde yapılan genel arazi kadastrosu 26/09/1956 tarihinde kesinleşmiştir. Dava tarihinden önce yapılmış orman kadastrosu bulunmamaktadır.
Mahkemece, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; mahallinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen 23/07/2007 tarihli fen bilirkişi raporunda dava edilen taşınmazın tespiti ve ölçümü sonrasında haritasının tanzim edilerek kadastro paftası ile çakıştırıldığı, raporda yer alan haritada sarı renk ile gösterilen bu taşınmazın 141-142 ve 146 nolu imar adalarına tekabül ettiği, dava dilekçesinde bildirilen 141 parsel sayılı taşınmazın dava edilen taşınmazın kuzeyinde yer alan eski Kurtpınarı İskenderun asfaltının da kuzeyinde kaldığı, dava edilen yer ile ilgisinin bulunmadığı bildirilmiş ise de dosya kapsamına dava edilen yerlerde yapıldığı anlaşılan imar uygulamasına ilişkin tüm kayıt ve belgeler getirtilmemiş, taşınmazın imar parseli kapsamında ve tescil harici alanda kalan kısımları tespit edilmemiş, taşınmazın tekabül ettiği imar parselleri tespit edilmemiştir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Doğru sonuca ulaşabilmek için, yörede yapıldığı anlaşılan imar uygulamasına ilişkin tüm kayıt ve belgelerin (imar planını gösterir pafta, imar ve parselasyon plan örnekleri, askı ilan tutanakları, kesinleşme durumlarına ilişkin kayıtlar, çekişmeli taşınmazın plan üzerinde işaretlenmiş şekliyle imar planına ilişkin tüm belgelerin ve haritaların vs.) onaylı örnekleri getirtilmeli, bundan sonra uzman fen bilirkişisinden tescil harici taşınmaz bölümünün belirlenmesi ve haritasında işaretlenmesi istenmeli, bu şekilde dava konusu edilen tescil harici alan belirlendikten sonra sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir. Mahkemece, yukarıda açıklandığı gibi işlem yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ve davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 17/11/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.