Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/5094
Karar No: 2009/3355
Karar Tarihi: 09.03.2009

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/5094 Esas 2009/3355 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2008/5094 E.  ,  2009/3355 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ           : Ordu İş Mahkemesi
    TARİHİ : 14/12/2007
    NUMARASI : 2007/332-2007/869

    Davacı,  murisinin l.5.l983- 29.9.l998 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve l.2.2004 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine  karar  vermiştir.
    Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava nitelikçe, davacı murisi N. T."ün 01.05.1983-29.09.1998 tarihleri arasında dava tarihinde yürürlükte olan 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı sayılması ve 01.02.2004 tarihinden itibaren davacıya ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.     
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
    01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren, 1479 sayılı Yasa’nın 24. maddesi ilk şekliyle, sigortalılığın oluşumu için, kendi ad ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında, ayrıca, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise, sigortalılığın başlangıcı yönünden, yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa, Bağ-Kur’lu olabilme yönünden, söz konusu 24. maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda, sigortalılığın oluşacağını yeterli görmüştür. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. Nihayet, uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı Yasa, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir.
    Davacı murisinin şahsi sicil dosyasının incelenmesinden, 18.08.1982 tarihinde kuruma verilen giriş bildirgesine istinaden, 01.08.1982 tarihi itibariyle Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, 12.10.1982 tarihinden itibaren prim ödemeleri bulunduğu,Davacı murisinin 01.08.1982-01.05.1983 tarihleri arasında vergi kaydı, 02.09.1982-15.12.1999 tarihleri  arasında da Çaybaşı Esnaf ve Sanatkarlar Odası kaydı  bulunmakta ise de  Kurumun oda kaydını 20.07.2001 tarihli Müfettiş Raporu gereğince geçersiz saydığı, davalı kurumca davacı murisinin sigortalılığının l.5.l983 tarihi itibariyle terkin edildiği, davacı murisinin l997 yılındaki aftan yararlandığı bu durumda,  davacının  uyuşmazlık  konusu olan l5.l983-20.9.l998 tarihleri arasındaki dönemde 2654 sayılıYasa ile aranan sigortalılık şartlarının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece murisin uyuşmazlık konusu döneme ilişkin prim borçlarını ödeyip ödemediği, ödemiş ise, hangi tarihte ödediği l997 yılı affından yararlanarak yaptığı ödemelerin uyuşmazlık konusu olan dönemi kapsayıp kapsamadığı hususları araştırılmamıştır.
    Davalı Kurum’un geçmişe yönelik (uyuşmazlık konusu dönemi de kapsar şekilde) prim tahsil etmesi ve uzun süre bu primleri kullanması ve daha sonra murisin sigortalılığını iptal etmesi Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacaktır. Sosyal güvenlik kurumlarının anayasal görevlerini yerine getirirken, sigortalılara karşı olabildiğince yasal haklarını hatırlatması ve bu durumlarını izlemesi zorunlu görev olarak ortaya çıkar. Bağ-Kur’un bu anayasal sosyal güvenlik ödevinin gereği olarak, sigortalısını uyarmaması sonucu, primleri tahsil edilen sürelerin 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.10.1997 gün ve E: 1997/10-578, K: 1997/758; 24.09.2003 gün ve 2003/10-489, 2003/490 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Yapılacak iş, davacı murisi tarafından 1997 yılında çıkarılan 4247 sayılı Af Yasası kapsamında ödenen primlerin uyuşmazlık konusu dönemi kapsayıp kapsamadığının kurumdan sorularak,bu dönem için alınan primleri MK.2 maddesi gereği 31.12.1996  tarihine kadar zorunlu sigortalı prim ödemesi,varsa kalan diger ödemelerinde istege bağlı sigortalı prim ödemesi sayılarak gerektiğinde, aktüerya uzmanı bilirkişiden bu hususta rapor da alınarak murisin tüm ödemelerine göre toplam sigortalılık hizmet süresini de belirledikten sonra davacının ölüm aylığı talebi  değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09.03.2009 gününde oy birliği ile karar verildi.

     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi