1. Hukuk Dairesi 2014/14797 E. , 2016/3239 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar ile birleştirilen dava davacısı, mirasbırakanları ..."in anneleri ..."e ait taşınmazları satarak davaya konu 131 ada 1, 2, 3 ve 4 nolu parselleri satın aldığını ve anılan taşınmazları da 02.02.1985 tarihli adi yazılı belge ile davalı oğluna satış göstermek suretiyle mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek, davalıya yapılan satış işleminin iptali ile veraset ilamındaki paylar oranında yasal mirasçılar adına tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, senet iptali hususunda açılan davanın takipsiz bırakılması sebebi ile açılmamış sayılmasına karar verildiğini, dava konusu taşınmazları muristen satın aldığını ve kadastro sırasında adına tespit edildiğini, 23 yıl sonra hak aranmasının yerinde olmadığını, dava dışı mirasçıların olurlarının alınmadığını belirterek davaların reddini savunmuştur.
Asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen karar, Dairece; ""...Birleştirilen dosyanın davacısı ... tarafından daha önceden 09.04.2001 tarihinde açmış olduğu davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve bundan sonra 24.06.2011 tarihinde eldeki davanın açıldığı ve miras bırakanın da kadastro tespitinden önce ölmüş olduğu gözetildiğinde, davacı ... yönünden açılan davanın 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, birleştirilen dava hak düşürücü süre nedeniyle reddedildiğine göre, kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. maddesi uyarınca avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, fazla nispi vekalet ücretine karar verilmiş olması doğru değildir. Öte yandan; çekişmeli taşınmazların öncesinde miras bırakan ... adına tapuda kayıtlı olmadığı dosya kapsamıyla sabittir. Anılan taşınmazların kadastro tespiti sırasında 1999 yılında belgesizden davalı ... adına tespit edilerek çap kayıtları oluşmuştur. Bir bakıma taşınmazların öncesinde muris ...’e ait olduğu ve onun tarafından davalı ...’e devredildiği kabul edilse dahi, evveliyatlarının tapuda kayıtlı olmaması sebebiyle somut olayda 01.04.1974 tarih ve ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmamaktadır. Böylesi yapılan bir temlikin ise, koşullarının varlığı halinde TMK.nun 560 ilâ 571. maddelerinde öngörülen tenkis hükümlerine tabi olacağı açık olup, davada tenkis isteği de bulunmadığına göre muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, asıl dosya davacıları ..., ... ve ...’in davasının kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir. Diğer taraftan; eldeki asıl dava tereke adına açılmış olup, mirasçılardan Ummuhan davaya mirasçı sıfatıyla iştirak etmesine rağmen onun yönünden olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması, yukarıda değinilen bozma kararı niteliği gözetildiğinde neticeye etkili görülmemiştir."" gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak asıl dava ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, bozma ilamından sonra davacı taraf 17.01.2014 tarihli duruşmada; davalarını tenkise dönüştürdüklerini bildirmiş ise de, 4.2.1948 günlü ve 1944/10 E.-1948/3 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ıslahın, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 177. (HUMK"un 84.) maddesinin açık kuralı uyarınca tahkikat bitinceye kadar yapılabileceği, Yargıtayca karar bozulduktan sonra bu yoldan yararlanmaya olanak bulunmadığı ilkesi gözetilerek tenkis talebi bakımından bir değerlendirme yapılmamış olmasında da bir isabetsizlik yoktur. Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4.00.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 17.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.