Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/6018
Karar No: 2009/3458
Karar Tarihi: 09.03.2009

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/6018 Esas 2009/3458 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2008/6018 E.  ,  2009/3458 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Uşak İş Mahkemesi
    TARİHİ : 11/12/2007
    NUMARASI : 2005/214-2007/729

    Davacı, davalı işveren nezdinde  1.5.1984-29.5.2001 tarihleri arası çalıştığı günlerin tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün  davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Dava, davacının davalı şirkete ait iş yerinde 01.05.1984-24.04.1989 , 06.05.1989-27.05.1991 , 01.10.1992-08.08.1998 , 01.09.1999-29.05.2001 tarihleri arasında geçen ve kuruma  bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile davacının 01.05.1984-24.04.1989 , 06.05.1989-27.05.1991 , 01.10.1992-08.08.1998 , 01.09.1999-29.05.2001 tarihleri arasında davalıya ait  işyerinde  hizmet akdi ile çalıştığının tesbitine  karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalıya ait iş yerinde 17.03.1990-12.04.1990 tarihleri arasında 25 gün,03.05.2000-12.05.2000 tarihleri arasında 10 gün çalışmasının kuruma bildirildiği ve bildirimlere uygun olarak primlerin ödendiği, hizmet tesbiti talep edilen dönemde davalı işverence davacının işe girdiğine dair 17.03.1990 ve 03.05.2000 tarihli iki adet işe giriş bildirgesinin Kuruma verildiği,25.04.1989-05.05.1989 tarihleri arasında başka işveren yanında çalıştığı,bu başka işverence 25.04.1989 tarihli işe giriş bildirgesinin Kuruma verildiği, bu bilgirge üzerinde imza incelemesi yapıldığı, imzanın davacıya ait olduğunun tesbit edildiği,talep edilen döneme ilişkin dönem bordrolarının bir kısmının dosya içerisinde bulunduğu, davacının davalı işyerinde kesintili olarak çalıştığını dava dilekçesinde belirttiği  anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık, somut olayda tesbitine karar verilen dönemler yönünden hakdüşürücü sürenin dolup dolmadığı ve fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesi gereğince, Kuruma bildirilmeyen  hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tesbiti istenilen hizmetlerin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir.
    Anılan maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tesbit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda  hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği açık- seçiktir.
    506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa’sının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması  yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge veya yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut  bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kim diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Somut olayda ; Davacının 25.04.1989 tarihinde  başka işverence işe giriş bildirgesi verilmiş olması ve bildirgedeki imzanın davacıya ait olduğunun tesbit edilmesi ve davanın 30.03.2005 tarihinde açılmış olması karşısında 25.04.1989 tarihinden öncesine yönelik istemin hakdüşürücü süreye uğradığının, davacının dava dilekçesinde davalı işyerinde kesintili olarak çalıştığını beyan etmesi ve çalışmaların kesintisiz olduğuna dair delil bulunmaması karşısında davacının davalı işverence işe giriş bildirgelerinin verildiği 06.05.1989-27.05.1991 ve 01.09.1999-29.05.2001 tarihleri arasındaki dönem hariç diğer dönemlerin dava tarihide dikkate alındığında hakdüşürücü süreye uğradığı düşünülmeden talep edilen dönemlerin tümünde davacının hizmet akdi ile çalıştığının kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    Öte yandan, mahkemece 06.05.1989-27.05.1991 tarihleri arasındaki döneme ilişkin açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığını yöntemince araştırılmadan  uyuşmazlık konusu dönemin tamamında çalışması bulunan bordro tanıkları yada kayıtlara geçmiş komşu iş yeri sahibi veya çalışanı oldukları  belli olmayan tanıkların beyanı ile yetinilerek sonuca   gidildiği,  01.09.1999-29.05.2001  tarihleri arasındaki döneme ilişkin davalı ile aynı soyadı taşıyan bordro tanıklarının dinlendiği, bu tanıkların beyanlarında, davacının bu dönemde davalı işyerinde Kuruma bildirilen süre dışında çalışmadığını bildirdikleri dolayısıyla 01.09.1999-29.05.2001 dönemi yönünden açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığı yöntemince araştırılmadan  uyuşmazlık konusu dönemin tamamında çalışması bulunan davalı ile aynı soyadı taşımayan bordro tanıkları yada kayıtlara geçmiş komşu iş yeri sahibi veya çalışanı oldukları  belli olmayan tanıkların beyanı ile yetinilerek sonuca   gidilmiş olması da doğru değildir.
    Yapılacak iş; tesbitine karar verilen 01.05.1984-24.04.1989-- 01.10.1992-08.08.1998 tarihleri arasına yönelik istemin hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar  vermek, tespit kararı verilen 06.05.1989-27.05.1991 -- 01.09.1999-29.05.2001  tarihleri arasındaki döneme ait S.S.K."ya verilen tüm dönem bordroları yöntemince dosyaya eklenerek bu dönem bordrolarında kayıtlı davalı ile aynı soyadı taşımayan  tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği  takdirde, SGK ilgili İl Müdürlüğü"nden gerekirse zabıta, vergi dairesi ve meslek  Odası aracılığı  ve Muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde  uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tesbit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak veya gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalıların  bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,  temyiz harcının istek halinde davalı T.Y.Deri Ltd.Şti."ya  iadesine,     09.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi