Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/18031
Karar No: 2009/3630
Karar Tarihi: 10.03.2009

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/18031 Esas 2009/3630 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2008/18031 E.  ,  2009/3630 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kocaeli 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 18/07/2008
    NUMARASI : 2006/1021-2008/421

    Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.     
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava 28.08.2006 tarihinde meydana gelen iş kazasında ölen M.K.’nın eşi ve çocuğu ile anne ve babasının maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacılar eş ve çocuk ile annenin maddi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiş davacı baba B.K.’nın maddi tazminat istemi ile ilgili olumlu olumsuz bir hüküm kurulmamıştır.
    Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin uğramış olduğu zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Kusurun aidiyeti ve oranı ile sigortalının ölümünün iş kazasından kaynaklandığı uyuşmazlık konusu değildir.
    Uyuşmazlık, tazminatın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Tazminatın saptanmasında ise; zarar ve tazminata doğrudan etkili olan işçinin net geliri, bakiye ömrü, iş görebilirlik çağı, iş görmezlik ve karşılık kusur oranları, Sosyal Sigortalar tarafından bağlanan peşin sermaye değeri gibi tüm verilerin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde öncelikle belirlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
    Öte yandan tazminat miktarının işçinin rapor tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluştuğu yönü ise söz götürmez. Başka bir anlatımla, bilinen dönemdeki kazancın, mevcut veriler nazara alınarak işçinin günlük net geliri tespit edildikten sonra iskontolama ve artırma işlemi yapılmadan hesaplanacağı, bilinmeyen dönemdeki kazancın ise; 60 yaşına kadar (aktif) dönemdeki zararın, bilinen devredeki son kazancının yıllık olarak %10 arttırılıp %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle,  60 yaşından sonrada bakiye ömrüne kadar (pasif) dönemdeki zararın ise asgari ücret esas alınarak ortalama yöntemine başvurulmadan her yıl için ayrı ayrı hesaplanacağı, Hak sahibi eşin destek süresinin işçinin bakiye ömrü ile sınırlı olacağı, kaçınılmazlık, kusursuzluk veya kusurun ağırlığı gibi nedenlerden ötürü Borçlar Kanununun 43.44.maddeleri gereğince zarardan indirim yapılacağı ve en son olarak ta, aktif ve pasif dönemde, elde edilen kazançlar toplamından, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından bildirilen peşin sermaye değerinin indirileceği, böylece belirlenen tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütüleceği Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir.
    Somut olayda hükme esas alınan 09.06.2008 tarihli hesap raporunda hak sahiplerinin pasif devre zararının hesaplanmasında asgari ücret yerine rapor tarihindeki ortalama yaşlılık aylığının esas alındığı ve bu suretle pasif devre zararının yüksek çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Bu hesaplama biçiminin ise yukarıda açıklanan ilkelere aykırı olduğu ortadadır.
    Öte yandan davacı baba B.K.’nın geliri olduğundan bahisle tazminat hesabı yapılmadığına göre maddi tazminat isteminin reddi ile davalı yararına avukatlık ücreti takdiri gerekirken bu konuda olumlu yada olumsuz karar verilmemiş olması da isabetsizdir.  
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi