Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/5199
Karar No: 2009/3696
Karar Tarihi: 12.03.2009

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/5199 Esas 2009/3696 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2008/5199 E.  ,  2009/3696 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Manisa 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 24/09/2007
    NUMARASI : 2006/43-2007/1688

    Davacı, 28.02.1991-28.02.1994 tarihleri arası esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı  vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.   
    Dava, davacının 28.02.1991-28.02.1994 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, uyuşmazlık döneminde vergi, mesleki kuruluş ve esnaf sicil kaydı olmadığı ve af yasası kapsamında prim ödemesinin de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine  karar verilmiştir.
    01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren, 1479 sayılı yasanın 24. maddesi ilk şekliyle, sigortalılığın oluşumu için, kendi ad ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleşmesi yanında, ayrıca, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu da aramıştır. Bu kuruluşlara kayıt tarihi ise, sigortalılığın başlangıcı yönünden, yasal karine kabul edilmiştir. 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı yasa, Bağ-Kur’lu olabilme yönünden, söz konusu 24. maddenin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulunu kaldırmış, sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulunun gerçekleşmesi durumunda, sigortalılığın oluşacağını yeterli görmüştür. Buna karşın, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı yasa bağımsız çalışanların sigortalı olabilmeleri yönünden vergi yükümlülüğünü öngörmüş, vergiden muaf olanların da kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olmaları durumunda yine sigortalı sayılacaklarını kabul etmiştir. Nihayet, 22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı yasa, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkar sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir.
    Davacının şahsi sicil dosyasının incelenmesinden, 10.11.1994 tarihli giriş bildirgesine istinaden, 17.11.1990 tarihi itibariyle Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, davacının 16.05.2003 tarihinden itibaren devam eden  kanunla kurulu meslek odası kaydı, 23.05.2003 tarihinden itibaren devam eden esnaf sicil kaydı ve 17.11.1990-28.02.1991  tarihleri arasında ve 01.11.2002 tarihinden itibaren devam eden vergi kaydının bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, davacının uyuşmazlık konusu dönem olan  28.02.1991-28.02.1994 tarihleri arasında vergi kaydı, esnaf ve sanatkar sicili kaydı veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı bulunmadığından zorunlu Bağ-Kur sigortalılık şartlarını taşımadığının kabulü gerekir. Ancak davacı, 28.02.1991-28.02.1994 dönemine ait prim borç ve cezalarını Kurum’a yatırdığını iddia etmiştir.
    Dosya içerisindeki 30.11.2004 tarihli prim ekstresinde de uyuşmazlık konusu dönem olan 28.02.1991-28.02.1994   tarihleri arasında da sigortalı sayıldığı durumda  13 yıl, 3 gün hizmet süresinin ve 11.424,89.-YTL fazla prim ödemesinin bulunduğu, 29.12.1994 ve 16.01.1995 tarihlerinde toplu prim ödemelerinden sonra 22.11.2004 tarihine kadar yoğun prim ödemelerinin var olduğu görülmekte ; 31.12.2004 tarihli ekstrede ise bu defa uyuşmazlık konusu olan 28.02.1991-28.02.1994 tarihleri arasında sigortalı sayılmadığı, 17.11.1991-28.02.1991 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı sayıldığı,  prim ödemeleri nedeniyle 0.12.1994-31.10.2002 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalı olarak hizmet verildiği ve 01.11.2002-24.11.2004 tarihleri arasında ise vergi kaydı nedeniyle yine  1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı sayıldığı, 530,43.-YTL fazla prim ödemesinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
    Davalı Kurum’un geçmişe yönelik (uyuşmazlık konusu dönemi de kapsar şekilde) prim tahsil etmesi ve uzun süre bu primleri kullanması ve daha sonra davacının sigortalılığını iptal etmesi Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacaktır. Sosyal güvenlik kurumlarının anayasal görevlerini yerine getirirken, sigortalılara karşı olabildiğince yasal haklarını hatırlatması ve bu durumlarını izlemesi zorunlu görev olarak ortaya çıkar. Bağ-Kur’un bu anayasal sosyal güvenlik ödevinin gereği olarak, sigortalısını uyarmaması sonucu, primleri tahsil edilen sürelerin 1479 sayılı yasaya tabi zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.10.1997 gün ve E: 1997/10-578, K: 1997/758; 24.09.2003 gün ve 2003/10-489, 2003/490 sayılı kararı da bu doğrultudadır.
    Yapılacak iş, ödenen primlerin (özellikle 29.12.1994 ve 16.01.1995 tarihlerindeki toplu prim ödemelerinin) , yukarıda gösterilen veriler de dikkate alınarak,  uyuşmazlık konusu dönemi de kapsayıp kapsamadığının başka bir deyişle, ne kadar sürenin primi olabileceğinin kurumdan sorularak, gerektiğinde, aktüerya uzmanı bilirkişiden bu hususta rapor alınarak sonucuna göre değerlendirme yapılmak, daha açık bir anlatımla, eğer davalı kurum geçmişe yönelik (uyuşmazlık konusu dönemi de kapsar şekilde) prim tahsil etmiş ve uzun süre bu primleri kullanmış ise, daha sonra davacının sigortalılığının iptal edilmesi Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağından, davacının 28.02.1991-28.02.1994 tarihleri arasında da Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine; geçmişe yönelik prim tahsil edilmediği, edilmiş olsa dahi kurum tarafından uzun süre bu primlerin kullanılmadığının saptanması halinde ise şimdiki gibi bu sürelere ilişkin istemin reddine karar vermek ve yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı da bu duruma göre değerlendirildikten sonra bir sonuca ulaşılmasından ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 12.03.2009 gününde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi