Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan A.A.Ş. Vekilinece duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin uğradıkları maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece anne F.G.ve baba İ.G.hakkındaki maddi tazminat istemlerinin kabulüne, kardeşlerin maddi tazminat istemlerinin reddine, tüm davacıların manevi tazminat istemlerinin aynen kabulü ile davalı A.A.Ş."den tahsiline, davalı işveren S.Yapı İnşaat Sanayi Tic AŞ."ne yönelik davanın kusuru bulunmadığından reddine karar verilmiştir.
Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin işvereni davalı S.Yapı İnşaat Sanayi AŞ petrol istasyonunun inşaat revizyonunu üstlenmiştir. LPG tankının bakım ve revizyonu ise diğer davalı A. AŞ tarafından yapılmakta olup A.AŞ’nin teknik servis elamanı İ.U. olay günü tankın bakımını yaparken sızan gaz nedeniyle çıkan yangının 10-11 metre ileri de istirahatte olan işçilerin kaldığı barınağa sirayet etmesi nedeniyle davacılar murisi çıkan yangın sonucu yaralanarak kaldırıldığı hastaneden ölmüştür.
Yerel Mahkemenin hükmüne esas aldığı 22.12.2007 günlü bilirkişi raporunda; olayda kazaya karışan davalı A.AŞ’nin %90 ve bu davalının çalışanı teknik servis sorumlusu İ. U.ın %10 oranında kusurlu olduğu, davalı işverenlik ile ölen işçisinin kusursuz olduğu belirtilerek, davalı işverenin işçiler için güvenli ortam sağlanmasından sorumlu olması gerekir ise de yapılan tehlikeli ve teknik çalışma konusunda bilgilendirilmediğinden kusur verilmediği belirtilmiştir.
İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.
Oysa hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişi, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve işverenin petrol istasyonu işyerinde işçilerin barınması için temin ettiği barınağın yangın vb. gibi olaylara karşı önlem alınıp alınmadığına ve LPG tankının oluşturabileceği tehlikeye göre konuşlandırılıp konuşlandırılmadığına, raporda işverenin sorumluluğu kabul edilmekle birlikte kusur verilmemesine ve ölen işçi ile aynı barınakta kalan ve olayda yaralanan A. C.’nin aynı mahkemeye açtığı 2006/29 Esas sayılı derdest dosyada alınan 13.8.2007 tarihli kusur raporunda işçilere kullandırılan barınağın yanlış yere konuşlandırıldığından, elektirik sızdırmazlığı yapılmadığından ve yaşama elverişli olmadığından bahisle işveren S.Yapı İnşaat Sanayi tic AŞ ‘ye %20 kusur da verilmiş olmasına göre, özellikle işçilerin kalması için yapılan barınak için işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içermediği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
Mahkemece yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, mahkemenin hükme esas aldığı kusur raporunda sorumluluğu kabul edilen işverenin kusur oranını tespit ettirmek suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, işverenin sorumluluğu tartışılmadan, inandırıcı güç ve nitelikte olmayan ve 77. maddenin öngördüğü koşulları içermeyen kusur raporunun hükme dayanak alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Mahkemenin kabulüne göre de davacılar murisinin 24.12.2004 tarihli kazadan önce 23.1.2003-23.8.2004 tarihleri arasında askerlik görevini yaptığı davacılar vekilinin ibraz ettiği faks suretindeki terhis belgesinden anlaşıldığı halde mahkemece ilgili askerlik şubesinden bu faks belgesindeki bilgiler istenilmeden murisin askerlik yapmadığının kabulü ile askerlik süresi düşülerek maddi tazminatın hesaplattırılması da hatalı olmuştur.
O halde, davalı A.AŞ.’nin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.3.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.