23. Hukuk Dairesi 2014/2052 E. , 2014/6444 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2013/228-2013/593
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tapu iptali tescil, mümkün olmazsa tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde asıl ve birleşen davada davacı vekilince duruşmalı, asıl davada davalılar vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmiştir. 5219 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK"nın 438/I. maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanun"un 19. maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 18.560,00 TL’dir.
Temyize konu 26.12.2013 tarihli kararda reddedilen miktarın, 15.330,00 TL olması nedeniyle, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, davalılardan M.. O.. "un arsa maliki, diğer davalılar ile davacının yüklenici sıfatıyla 26.01.2001 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlediklerini, yüklenicilerin inşaatın yapımına finansman desteği sağlamak için bodrum kattaki kaloriferci dairesinin bedeli nakden ödenerek davacıya satımı için anlaştıklarını, müvekkilinin satış bedelini nakit olarak ödediğini, ancak ortak alanlardan olduğu gerekçesiyle tapusunun müvekkiline devredilemediğini, bu durumda davalıların satış bedeli oranında sebepsiz zenginleştiklerini ileri sürerek, asıl ve birleşen davada müvekkiline satılan kaloriferci dairesinin davalı M.. O.. adına olan tapusunun iptaliyle davacı adına tescilini, bu mümkün olmadığında güncellenmiş değeri olan 20.000.00 TL"nin yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ıslah ile talebini 32.143.00 TL"ye arttırmıştır.
Asıl davada davalılar vekili, davacının tapu iptali davasına konu kapıcı dairesinin ortak alanlardan olduğunu ve müstakilen satışa konu olamayacağını, ayrıca davacı tarafından yapılan bir ödeme de olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada M.. O.. mirasçıları olan davacılar vekili, ayrıca zamanaşımı süresinin de dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl dava yönünden dava tarihinden evvel öldüğü anlaşılan davalı M.. O.."a yönelik davanın husumet yönünden reddine, diğer davalılara yönelik davanın kısmen kabulü ile 29.000,00 TL"nin dava ve ıslah tarihinden itibaren faiziyle tahsiline, birleşen davanın ise reddine ilişkin kararın, asıl ve birleşen davada davalılar
vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08.11.2012 tarih ve 3717 E., 6564 K. sayılı ilamıyla, diğer temyiz itirazlarının reddiyle, asıl davada davacının taahhüt ettiği ödemeleri yapıp yapmadığının gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılarak saptanması, birleşen davada, davalılar yararına takdir edilen vekalet ücretinin nispi olması gerektiği belirtilerek bozulmuş, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine, Dairemizin 03.11.2013 tarih ve 2013/454 E. ve 2013/2107 K. sayılı ilamıyla, diğer karar düzeltme itirazlarının reddiyle, birleşen davada davalılar vekili lehine maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği belirtilerek bozma ilamının 3. no"lu bendinin bozma ilamından çıkartılmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda, dosya kapsamı ve benimsenen ek bilirkişi raporuna göre, asıl davada davacının kapıcı dairesi bedeli olarak davalılara ödediği bedelin güncellenmiş değeri olan 16.813.40 TL"nin asıl davada davalılar tarafından davacıya ödenmesi gerektiği belirtilerek, asıl davanın kısmen kabulüne, asıl davada davalı M.. O.. ile birleşen davada davalılar yönünden verilen kararlar kesinleşmiş olduğundan adı geçen davalılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili ile asıl davada davalılar vekili temyiz etmiştir.
1-Birleşen davada davacı vekilinin temyiz istemi yönünden;
Birleşen 2007/430 E. sayılı davada verilen ilk karar, kesinleşmiş olup, kesinleşen kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamayacağından birleşen davada davacı vekilinin temyiz isteminin, HUMK"nın 427. maddesi gereğince reddi gerekmiştir.
2-Asıl davada davacı vekili ile davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl davada davacı vekili ile davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekili ile davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden asıl davada davalılardan alınmasına, fazla yatırılan peşin harcın istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle kabul edildi.