12. Ceza Dairesi 2020/2628 E. , 2021/1948 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 08/11/2018
Bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanık ..."un, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/1, 22/3, 62 ve 52/1. maddeleri gereğince 2.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bafra 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2018 tarihli ve 2017/585 esas, 2018/655 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Sanığın sevk ve idaresindeki araç ile 1.03 promil alkollü olarak seyir halinde iken, şerit ihlalinde bulunduğu ve karşı şeritten gelen araç ile çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kazasında, araçta bulunan müştekilerin basit tıbbi müdahaleyle giderilebilir şekilde yaralanması şeklinde gerçekleşen somut olayda, Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, sanığın üzerine atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu yönünden yapılan incelemede hüküm kurulmasına yer olmadığına, bilinçli taksirle yaralama suçundan ise mahkumiyetine dair karar verildiği,
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 18/02/2019 tarihli ve 2018/6835 esas, 2019/3235 karar sayılı ilamında yer alan "...biliçli taksirle yaralama suçunun zarar suçu, TCK"nin 179/3. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tehlike suçu olması, her iki suçun birlikte işlendiği hallerde, sanığın hangi suç nedeniyle cezalandırılacağı belirlenirken, suçlar için kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu-tehlike suçu kriterinin esas alınması, buna göre; sanığın bilinçli taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu hallerde, sadece bilinçli taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, kovuşturma şartı olan uzlaşmanın gerçekleşmesi nedeniyle taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı hallerde ise, sanığın TCK"nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının gerektiğinin anlaşılması karşısında; sanığın eyleminde bilinçli taksir koşulları oluştuğu, yaralamanın TCK"nın 89/1, 2-b, 22/6. maddeleri kapsamında kaldığı, suçun bu haliyle uzlaştırma kapsamında kaldığı ancak dosyada uzlaştırmaya yönelik işlem yapılmadığı anlaşılmakla..." biçimindeki açıklamalar nazara alındığında,
Somut olayda, sanığın üzerine atılı bilinçli taksirle yaralama suçunun şikayete tabi olup uzlaştırma kapsamında bulunduğu, soruşturma ve kovuşturma aşamasında ise sanığa ve müştekilere uzlaşma teklifinde bulunulmadığı anlaşıldığından, 5271 sayılı Kanunun 253 ve 254. maddeleri uyarınca öncelikle uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 14.07.2020 gün ve 94660652-105-55-9857-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.08.2020 gün ve 2020/71591 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığa isnat edilen taksirle yaralama suçunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253/1. maddesi gereğince uzlaşmaya tabi olduğu, soruşturma aşamasında şüpheliye ve müştekilere uzlaşma teklifinde bulunulmadan dava açılmış ise de kovuşturma aşamasında 21/12/2017 tarihli duruşmada müştekilerin “zararımız giderilirse uzlaşırız” şeklinde beyanda bulundukları, sanığın ise 05.04.2018 tarihli duruşmada “katılanların talep ettiği 7.000 TL’yi vermesinin mümkün olmadığını ifade ettiği, hüküm tarihine kadar geçen süre içerisinde gerek sanığın, gerekse şikayetini devam ettiren katılanların uzlaşma konusunda bir çabaları ve dosyaya yansıyan bir iradelerinin bulunmadığı dikkate alındığında, bir fayda sağlamayacağı,yargılamayı gereksiz yere uzatacağının anlaşılması karşısında mahkemenin kabul ve takdirinde isabetsizlik görülmemiş olup,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden, Bafra 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/11/2018 tarihli ve 2017/585 esas, 2018/655 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin CMK"nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.