Davacı, davalı işveren nezdinde 1.1.2001-15.5.2006 tarihleri arası çalıştığının tespiti ile işçilik alacaklarını tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı, davalıya ait limon bahçesinde bekçi olarak 01.01.2001-15.05.2006 tarihleri arasında geçen ve SGK’na bildirilmeyen çalışmalarının tespiti ile bu döneme ilişkin işçilik alacaklarının davalı işverenden tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tesbit davasının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne varki bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Mahkemenin bu tür davaların kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirdiğini göz önünde tutarak gerektiğinde; doğrudan soruşturmayı genişletmek suretiyle ve olabildiğince delilleri toplaması gerekmektedir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda; davacının davalı işverene ait işyerinden SGK’na bildirilen çalışması yoktur. Davacı tanığı H.T.’in ihtilaflı dönemde bu limon bahçesinin bakımından sorumlu işçi olduğu, Silifke C.Savcılığı’nın 2006/1342 Hazırlık numaralı soruşturma dosyasından ve davalı tanığı M.B.’in anlatımlarından anlaşılmaktadır. Davacının davalıya ait limon bahçesinde bekçi olarak 2001-2006 yılları arasında çalıştığını doğrulayan tanık H.T.in beyanına karşı, davalı tanıkları davacının bu işyerinde bekçilik yapmadığını, kiracı olarak bulunduğunu beyan etmiş; davalı işveren tarafından davacının bu limon bahçesinin içindeki evde kiracı olarak oturduğuna dair adi yazılı nitelikteki 01.05.2002 ve 01.05.2005 tarihli kira sözleşmeleri ibraz edilmiştir. 01.05.2002 tarihli kira sözleşmesinde davacının davalı işverene 01.05.2002-01.09.2002 tarihleri arasında ödeme yaptığına dair imzalarının bulunduğu görülmekte ise de, davacı yanca bu imzalara itiraz edilmiştir.
Öte yandan davalı G.A.’ın malına zarar verildiği ve tehdit edildiği iddiasıyla şikayeti üzerine açılan Silifke C.Savcılığı’nın 2006/1342 Hazırlık numaralı soruşturma dosyasında tanık olarak dinlenen M.L., 1.05.2006 tarihli beyanında, davacı M.C. ile kardeşini, G. A’ın bahçesine bakmaları, yabancı kişilerin bahçeye zarar vermemeleri için 4 yıl önce yerleştirdiğini, aralarında G.A. ile kira kontratı yaptıklarını bildirmesine rağmen, 26.10.2006 tarihli beyanında ve hizmet tespiti ile işçilik alacakları dosyasında davalı tanığı olarak alınan beyanında M.C.’ın bu limon bahçesinde sadece kiracı olarak bulunduklarını bildirmiştir.Anılan soruşturma sanık M.C.’ın delil yetersizliğinden beraat etmesi ile sonuçlanmıştır.
Yapılacak iş; yukarıdaki veriler de dikkate alınarak, zabıta marifetiyle tespit edilecek ve işyerine o tarihte komşu olan veya benzer işi yapan diğer işyerlerinde çalışma tarihinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu veya benzer işi yapan işyeri çalışanlarının; çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, gerekirse 01.05.2002 tarihli kira sözleşmesinde davacının davalı işverene 01.05.2002-01.09.2002 tarihleri arasında ödeme yaptığına dair attığı ileri sürülen imzaları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bu imzaların davacıya ait olup olmadığını saptamak, davalılara ait işyerinde gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre diğer istekler hakkında da bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinda davacıya iadesine, 19.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.