1. Hukuk Dairesi 2015/11431 E. , 2016/3534 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı yönetici, üzerinde kat mülkiyeti kurulu 134 ada 27 parsel sayılı taşınmazın zemin katında bulunan kapıcı dairesini davalıların yaklaşık 25 yıldır oturmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık toplam 8.000,00 TL (ıslah ile birlikte 10.984,00 TL) ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, çekişmeli taşınmazda kapıcılık hizmeti karşılığında oturduklarını belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece elatmanın önlenmesi talebi yönünden davanın 634 sayılı yasadan kaynaklandığı gerekçesi ile dosya tefrik edilip görevsizlik kararı verilmiş; ecrimisil isteği yönünden ise taraflar arasında bulunan ariyet sözleşmesi ile davacının kullanıma muvafakat ettiği, dava ile birlikte bu muvafakatın geri alındığı bu durumda davalılarnın taşınmazda dava açılmakla haksız işgalci duruma düştüğü gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 134 ada 27 parsel sayılı taşınmazda kat mülkiyeti kurulu olduğu ve çekişmeli yerin taşınmazın ortak alanı niteliğindeki kapıcı dairesi olduğu görülmektedir.
Hemen belirtilmelidir ki, taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti kurulu olması ve çekişmeli yerin de ortak alan niteliği taşıması nedeniyle meni müdahale yönünden 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekeceği açıktır.
Bilindiği üzere, bir uyuşmazlığın çözümünde hangi mahkemenin görevli olduğunun tespiti tamamen usulü bir meseledir. O nedenle görevli mahkemeyi belirlerken uygulanacak ilk kanun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)"dur. 6100 sayılı Kanun"un 2. Maddesi asliye hukuk mahkemelerinin, 4. Maddesi de sulh hukuk mahkemelerinin görev alanını belirlemiştir. 4. maddenin (ç) bendi “Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davaları, görürler.” şeklindedir. Bu noktada 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun Ek 1. Maddesine baktığımızda “Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir.” şeklinde olduğu görülmektedir. Diğer yandan, aynı Kanun"un 19. Maddesi” Anagayrimenkulün bakımı, korunması ve zarardan sorumluluk” başlığıyla düzenlenmiş, son fıkrasında “Her kat maliki anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumludur” hükmü getirilmiştir. Öte yandan, ecrimisilin ise taşınmazın kullanılamamasından doğan zararın bir çeşit karşılanması olduğu bilinmektedir. Bu nedenle dahi, ortak alana verilen zararın giderilmesi mezkur kanun kapsamında kalmaktadır.
Somut olaydaki uyuşmazlık, ecrimisil isteği açısından Kat Mülkiyeti Kanunu’nun Ek 1. maddesinin uygulanmasının mümkün olup olmadığı, bir başka ifadeyle bu uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde mi yoksa genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde mi görüleceği noktasında toplanmaktadır.
Sonuç itibariyle; 634 sayılı Kanun hangi uyuşmazlıkları kapsamına aldığını tek tek saymamış ve ecrimisile ilişkin uyuşmazlığı ayırmamıştır. O halde, el atmanın önlenmesi ile birlikte talep edilen ecrimisile ilişkin uyuşmazlığın da ek 1. madde kapsamında kaldığı ve sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmelidir.
Hâl böyle olunca, ecrimisil isteği bakımından da, işin Sulh Hukuk Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile işin esası hakkında hüküm kurulması isabetsizdir.
Davacı vekilinin, bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.