Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/6922
Karar No: 2009/4164
Karar Tarihi: 19.03.2009

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2008/6922 Esas 2009/4164 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2008/6922 E.  ,  2009/4164 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bursa 2. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 05/12/2007
    NUMARASI : 2002/1030-2007/1121

    Davacı,  sigortalılık başlangıç tarihinin 20.11.1980 olduğunun tespitine  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. 
    Dava, davacının 20.01.1980 tarihinde tüm sigorta kollarına tabi olarak çalıştığının ve sigorta başlangıcının 20.11.1980 tarihi olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 3. Maddesinin II/B bendine göre, “Özel Kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları...” uygulanmamaktadır. Davada tespiti istenen dönemde 05.07.1977 tarihinde yürürlüğe giren 2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık Yasası yürürlükte olup 19.06.1986 tarihinde yürürlüğe giren 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Yasası yürürlükte değildir. Belirtilen nedenlerle çıraklık ilişkisi,çıraklık sözleşmesini düzenleyen 2089 sayılı Yasa"daki koşullar dikkate alınarak irdelenmelidir.
    Davada tesbiti istenen dönemde yürürlükte bulunan 2089 sayılı Çırak, Kalfa ve Ustalık  Yasası"nın 4. maddesinde, bu Kanuna tabi bir sanatı o sanat için  düzenlenen tarih ve pratik öğrenim programına göre o işyerinde öğrenmek amacıyla bir çıraklık sözleşmesi ile bir iş yeri sahibinin hizmetine giren kimseye çırak deneceği, 5. maddesinde çırak olabilmek için 18 yaşından büyük olmamak gerektiği, 16. maddesinde ise işyeri sahibi veya temsilcisinin çırak adayını çalıştırmaya başlamadan  önce velisi veya kanuni mümessili ile üç örnek  yazılı bir çıraklık sözleşmesi yapmaya mecbur olduğu, 20. maddesinde sözleşmenin  bir örneğinin mahalli Çıraklık Eğitimi Komitesine, derneğe kayıtlı ise  illgili derneğe veya odaya vermek ve sicil numarasını alarak  sözleşmeye yazmak zorunda olduğu bildirilmiştir. Öncelikle bir kimseye çırak denebilmesi için o kimsenin durumunun bu özel  kanunda çıraklar hakkında yapılan tarife ve nitelendirmeye  uyması gerekir.
    Taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile, davacının belirtilen devrede çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Gerçektende çıraklık sözleşmesinde, akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesidir. Çırak,işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
    Öte yandan 506 sayılı Yasa"nın 11.12.1981 tarihli 2564 sayılı Yasa ile değiştirilen 60/G maddesinde 18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık sürelerinin 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği, Geçici 54. maddesinde ise 01.04.1981 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tescil edilmiş olanlar hakkında 60/G maddesinin uygulanmayacağı bildirilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacı adına 20.11.1980 tarihinde İ.Tekstil San. Ve Tic.A.Ş. unvanlı işyeri tarafından işe giriş bildirgesinin verildiği, bildirgede çırak olarak çalıştığına dair bir açıklama bulunmadığı, bildirgenin verildiği tarihte davacının 16 yaşını bitirmiş 17 yaşından gün almış olduğu, hizmet cetvelinde 20.11.1980 tarihinde işe girişinin göründüğü, davacı adına dönem bordrosu verildiği,çıraklık sözleşmesinin bulunmadığı,Kurum müfettişinin 13.06.1981 tarihli raporu üzerine işyerinde  çırak olduğu halde sigortalı işe girişi yapılarak kasım/1980 ile nisan/1981 tarihleri arasında ücret bildiriminde bulunulan davacının sigortalılığının iptaline karar verildiği,dinlenen tanık beyanlarına göre davacının işyerinde işçi olarak çalıştığı çırak olmadığı beyan edilmiş ise de tanıkların bordro tanığı olmadıkları anlaşılmaktadır. 
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. 
    Yapılacak iş, davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarından seçilecek tanıkları dinlemek, davacının davalı işyerinde yaptığı işin niteliği tesbit etmek, davacı işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyeceğinden davacının çalışmalarının tüm sigorta kollarına tabi  olduğunu ve sigorta başlangıç tarihinin 20.11.1980 tarihi olduğunu  kabul etmek ve sonucuna göre  karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi