Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17909
Karar No: 2016/3576
Karar Tarihi: 24.03.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/17909 Esas 2016/3576 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/17909 E.  ,  2016/3576 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 14.11.2013 gün ve 2012/301 Esas - 2013/446 Karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 05.10.2015 gün ve 1627-11285 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ..."nın 2339 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 55/109 payından 40/109 payını 10.05.1996 tarihinde satış suretiyle oğlu olan aynı zamanda davalıların da murisi olan Atalay Salamcı"ya devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve miras payları oranında tecile karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu payın bedeli ile alındığını, mal kaçırılmak istense murisin tüm payını devretmesi gerektiğini, taşınmazın değerlenmesi üzerine bu davanın açıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Muvazaa iddiasının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne dair verilen karar, Dairece; "" ...Özellikle, davalı vekiline tanıklarla ilgili eksik gider avansının yatırılması ve tanıkların dinlenmesi ile ilgili 14.03.2013 ve 16.07.2013 tarihli oturumlarda süre verilmesine rağmen tanıklar için eksik gider avansı karşılanmadığı gibi tanıkların da hazır bulundurulmadığı dikkate alındığında, yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı"" gerekçesi ile onanmış, davalılar vekilince karar düzeltme istenmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için, taraflarca veya Mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bu sürelerin bazılarını kanun bizzat belirlerken bir kısmını işin özelliğine, tarafların durumlarına göre belirlemesi için hakime bırakmıştır. Kanuni süreler açıkca belirtilen ayrıcalıklar dışında kesindir. Bu nedenle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 90. maddesi hükmü gereğince; kanunun tayin ettiği süreler hakim tarafından azaltıp çoğaltılamaz. Buna karşın, hakimin belirlediği süreler ise kural olarak kesin değildir. Hakim kendisinin tayin ettiği süreleri haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir. Yine aynı kanunun 94/2. maddesi hükmü gereğince; Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Hemen belirtmek gerekir ki; kesin sürenin tayin edilmesi halinde, karşı taraf yararına usulü kazanılmış hak doğacağı da kuşkusuzdur. İster kanun, isterse hakim tarafından tayin edilmiş olsun, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Böylece kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazan davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır.
    Bu itibarla geciken adaletinde bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu nedenle kesin süreye ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlaşılmayı önliyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Bunun yanında verilen süre yeterli, emredilen işler, gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hakim süreye uyulmamanın sonuçlarını açıkca anlatmalı, tarafları uyarmalıdır.
    Somut olaya gelince; gerçekten de Mahkemece 14.03.2013 tarihli celsede verilen 2 nolu ara kararla; "" Her iki tarafın listesindeki tanıkları için 50 şer TL ücret ve masrafla davetiye çıkarılmasına, işlemlerin bu tarihten itibaren 2 haftalık kesin süre içinde yerine getirilmesine, gider ve masraf avansları yetmez ise taraf vekillerinin tamamlamasına "" şeklinde ve 16.07.2013 tarihli celsede de "" Davalı vekiline tanıkları için 14.3.2013 tarihli ara kararının 2 nolu bendi gereğince yeniden görev verilmesine,"" şeklinde ara kararlar verildiği tartışmasızdır.
    Ne var ki; 14.03.2013 tarihli celsede verilen ara kararda yatırılması gereken davetiye masrafının açıkça gösterilmediği, her iki celsede verilen sürenin gereklerinin yerine getirilmemesi halinde sonuçlarının anlatılıp gösterilmediği, diğer bir söyleyişle müeyyidesinin hatırlatılmadığı, bu nedenle anılan ara kararlarının yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde yasal koşulları içermediği anlaşılmaktadır.
    Kaldı ki; davalılar vekilinin 04.02.2012 tarihinde ... Nolu Mahkemeler Veznesine ... sıra numaralı tahsilat makbuzu ile 150.-TL gider avansı yatırdığı, yatırılan bu avansın da kullanılmadığı görülmektedir.
    Hâl böyle olunca; davalılar vekilinin yatırmış olduğu sözkonusu gider avansı gözetilerek, bildirmiş olduğu tanıkların dinlenmesi bakımından eksik kalan gider avansı mevcut ise, bu miktar açıkça belirtilerek davalı tarafa tamamlanması için yukarıda belirtilen ilkelere uygun şekilde süre verilmesi, ondan sonra yatırılan ve yatırılacak olan gider avansı kullanılmak suretiyle (eksik kalan kısım yatırılmaz ise yatırılmış olan 150 TL"nin yettiği kadar) davalı tarafın bildirmiş olduğu tanıklara usulüne uygun olarak davetiye çıkartılarak, tanıklarının olaya ilişkin beyanlarının alınması, dinlenen tanık beyanlarının, toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
    Anılan husus, karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonunda anlaşıldığından, davalılar vekilinin karar düzeltme isteğinin 1086 sayılı HUMK’un 440. maddesi uyarınca kabulüne, Dairenin 05.10.2015 gün ve 2014/1627 E. 2015/11285 K. sayılı ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA, 14.11.2013 gün ve 2012/301 E. 2013/446 K. sayılı yerel mahkeme kararının açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi