11. Hukuk Dairesi 2016/316 E. , 2016/9770 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada....3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/10/2015 tarih ve 2014/1025-2015/762 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 20.12.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... davalılardan ... vekili Av. ..., davalılardan ... Amb. ve San. Tic. Ltd. Şti. vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ..."in davacı şirkette müşteri yöneticisi olduğunu, davalı ... ile müvekkili arasında imzalanan hizmet sözleşmesinde "rekabet etmeme yükümlülüğünün" düzenlendiğini, davalı ..."in 30/04/2013 tarihinde davacı şirketten istifa edip, hemen sonrasında davalı şirkette çalışmaya başladığını, davalı şirketin davacı şirketle aynı ürünleri üretip sattığını, rakip firmalar olduğunu, davalı ..."in davacı şirkette çalışırkan tanıştığı müşteri potansiyeli ile pazarlama alanını ve portföyünü çalıştığı yeni şirket olan diğer davalı lehine kullanmaya başladığını, davalıların hukuka aykırı ve haksız davranışları nedeni ile davacının kazanç kaybına uğradığını ileri sürerek, davalı ..."in rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı davranışı nedeniyle sözleşmede belirlenen cezai şart ödemesi olarak toplam 37.116,00 TL nin tahsiline, her iki davalının da haksız rekabetinin tespiti ve men"ine, uğranılan maddi zarar ve kar kaybı nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının uğradığı itibar kaybı göz önünde bulundurularak 30.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili, davalı ..."in kötü niyetli olarak davalı şirkette işe başlamadığını, davacının diğer davalı ile imzalamış olduğu iş akdinin rekabet yasağına dair düzenlemelerinin kanuni sınırlamaları aşar nitelikte ve bu suretle geçersiz olduğunu, davalının haksız rekabette bulunduğuna dair somut bir delil sunulmadığını savunmuştur.
Davalı ... vekili ise, müvekkilinin, davacının müşteri çevresine veya iş ve üretim sırlarına ait bilgileri kullanarak, davacıya önemli bir zarar verme ihtimalinin bulunmadığını, müvekkilinin işten ayrılmada kusurunun bulunmadığını, davacı ile diğer davalının iş konularının birbirinden tamamen farklı olduğunu, bu nedenle aralarında bir rekabet olmadığını, her iki şirketin rakip konumda olduğu ihtimali kabul edilse bile müvekkilinin bilgilerinin gizli bilgi mahiyetinde olmayıp haksız rekabete yol açmadığını, iş akdindeki rekabet etmeme hükmünün geçersiz olduğunu, davacı tarafın talep ettiği cezai şartın fahiş olduğunu, davacının maddi zararını ispat edemediğini, manevi tazminat istemine konu zararın müvekkilinden kaynaklandığı hususunda somut bir bulgu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı ile davalı ... arasında imzalanmış olan 16.01.2013 tarihli iş sözleşmesinin 9.2 maddesi ile düzenlenmiş olan rekabet yasağı işin türü ve yer konusunda sınırlandırılmamış olduğundan sözleşmedeki rekabet yasağı düzenlemesinin BK m.444-445 ve yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca hukuken geçerli olmayacağı, davacının 16.01.2013 tarihli iş sözleşmesinin 9.2 ve 9.5 maddesi uyarınca cezai şart talep hakkının doğmayacağı, davacı, davalı ..."i istihdam eden davalı şirketin ticari sırlarına vakıf olmak ve kullanmak suretiyle haksız rekabet yaptığını beyan etmişse de 2012 yılı ticari defterlerinde rekabet iddiası olan 7 adet firmaya rastlanılmadığı, alıcı firmalara rastlanılmadığı, davacının iddiasını ispat edemediği, davalıların haksız rekabet yaptığının tespit edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalı ... tarafından davacı ile aralarında düzenlenen hizmet sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedildiği yönünde delil sunulmamış olamasına, bu suretle bu hususun ispatlanamamış olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, davalı ..."in davacı ile arasındaki sözleşmede rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı ve haksız rekabet içeren fiillerinin tespiti, men"i ve cezai şart ödemesi ile davalı .... San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından davacıya uygulanan haksız rekabetin tespiti, men"i ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı ... arasındaki hizmet sözleşmesinde iş akdinin sona ermesinden sonrası için rekabet yasağının düzenlenmiş olması nedeniyle, iş akdinin sona erdiği 30.04.2013 tarihi itibariyle somut uyuşmazlıkta 6098 Sayılı TBK"nın 445. maddesi tatbik edilecektir. Somut olayda, davacı ile davalı ... arasındaki sözleşmede 6 aylık rekabet yasağı süresi öngörülmüş, coğrafi alana yönelik kısıtlama ise yapılmamıştır. TBK"nın 445/1 fıkrasında bu tür sözleşmeler bakımından yer ve zaman sınırlaması öngörüldüğü gibi, aynı maddenin ikinci fıkrasında da mahkemece aşırı nitelikteki rekabet yasağı hükümlerinin kapsamı veya süresi bakımından sınırlandırılabileceği düzenlenmiştir. Bu durumda, mahkemece davacı ile davalı ... arasındaki hizmet sözleşmenin TBK"nın 445/2. maddesi çerçevesinde değerlendirilip, tartışılarak bir sonuca gidilmesi gerekirken, davacı ile davalı ... arasında imzalanmış olan 16.01.2013 tarihli iş sözleşmesinin 9.2 maddesi ile düzenlenmiş olan rekabet yasağı işin türü ve yer konusunda sınırlandırılmamış olduğundan sözleşmedeki rekabet yasağı düzenlemesinin BK m.444-445 ve yerleşmiş Yargıtay kararları uyarınca hukuken geçerli olmayacağı, davacının 16.01.2013 tarihli iş sözleşmesinin 9.2 ve 9.5 maddesi uyarınca cezai şart talep hakkının doğmayacağı gerekçeleriyle rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırılık nedenine dayalı taleplerin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
3- Ayrıca, davalı tanığı Selda Kara’nın beyanına istinaden Türkiye"deki müşterilerin siparişlerini davalı şirkete verdikleri, bu hususun Almanya"daki genel merkeze bildirildiği, yurt dışındaki şirketin ise davalı şirketi aracı kılmadan ürünleri direk müşteriye gönderdikleri, davalı şirketin ticari faaliyetlerinin böylece işlediği, davalı şirket satış faaliyetlerinin Almanya’daki genel merkez üzerinden yürütüldüğü, bu nedenle davalı şirketin tabi bulunduğu Almanya’daki şirketin defter ve kayıtlarının noter tasdikli raporunun istenmesi ve bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği iddia edilmiştir. Buna rağmen bu konudaki itiraz nazara alınmaksızın sözü edilen ve davacının eski müşterilerine mal satışının yapıldığı bildirilen kayıtların yurt dışı şirket kayıtlarında bulunduğu belirtildiğinden ilgili defter ve kayıtların getirtilip bu hususa ilişkin kaydın fiilen olup olmadığı incelenmeksizin, bu yöndeki talep reddedilerek, eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.