20. Hukuk Dairesi 2016/7333 E. , 2016/11127 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ile Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, .... Köyü ... mevkinde bulunan dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği yaklaşık 1000 m2 miktarındaki taşınmazda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile ... ili, .... ilçesi, ... köyü ... mevkinde kain, doğusu davacıya ait tapulu arazi, batısı..., güneyi tapulu şahıs arazisi, kuzeyi patika yol ve yazlık şahıs eviyle çevrili taşınmazın bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 794 m2 karışık meyve bahçesi vasfındaki taşınmazın davacı adına tapuya karar verilmiş hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Medeni Kanunun 713. maddesi uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1975 yılında orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2.madde uygulaması, 1989 yılında sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ile 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması ve aplikasyon çalışması, 2010 yılında yapılıp kesinleşen 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi çalışması bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu 1971 yılında yapılmış, davalı taşınmaz tesbit dışı bırakılmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen 794 m2 karışık meyve bahçesi vasfındaki taşınmazın davacı adına tapuya karar verilmiş ise de mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
Şöyle ki; dosya aslı bu dosya içinde yer alan davacısının dosyamız davacısı ..., davalıların Hazine, ..., Orman Yönetimi ve Karayolları genel Müdürlüğü olduğu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/353 Esas-2003/523 sayılı kararı ile; fen bilirkişinin 04.03.2003 tarihli raporunda (A) ve (B) harfi ile gösterilen kadastro harici taşınmazların davacı adına tesciline, (C)-(D)-(E) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümleri ile kuru dere olarak işaretlenen taşınmaz bölümlerine ilişkin davanın reddine karar verildiği, kararın Hazine ve Orman Yönetimi tarafından kabule ilişkin bölümler yönünden
temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 26.01.2004 tarih ve 2003/9089-2004/368 sayılı karar ile onanması sonrasında hükmün kesinleştiği ve (A) harfi ile gösterilen taşınmazın eldeki dosyada dava konusu taşınmaza komşu 101 ada 38 parsel parsel altında davacı ... adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Kesin hüküm HUMK"nın 237. maddesinde (HMK’nın 303. maddesi) düzenlenmiştir. Kesin hükmün varlığından söz edilebilmesi için davanın taraflarının, konusunun (müddeabihinin) ve dava sebeplerinin yani davada dayanılan vakıaların aynı olması gerekir. Kesin hüküm, mahkemeleri davanın taraflarını, cüzi ve külli haleflerini (akdi ve ırsi ardıllarını), tüm kurum ve kuruluşları bağlar.
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/353 Esas-2003/523 Karar sayılı dosya içerisinde yer alan bilirkişi raporlarının incelenmesinden; davacı tarafından eldeki dosyada dava edilen taşınmazın .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/353 Esas-2003/523 Karar sayılı dosyasında dava edilen ve fen bilirkişinin 04.03.2003 tarihli raporunda E harfi ile gösterilen yer içinde kaldığı ve bu kısma ilişkin mahkemece verilen red hükmünün temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle; mahkemece, taraflar arasında görülen eldeki davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 24/11/2016 günü oy birliği ile karar verildi.