1. Hukuk Dairesi 2014/15854 E. , 2016/3683 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; eldeki davanın 01.02.2012 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinde açıldığı, mahkemece 20.12.2012 tarihinde görevsizlik kararı verildiği, bilahare davacının süresinde başvurusu üzerine davanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülerek işin esası hakkında karar verildiği, hükmün daha önce verilen görevsizlik kararı sebebiyle davacı aleyhine vekalet ücretine mahkum edilmemesi sebebiyle vekâlet ücretine hasren davalı tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği ve HMK"nun 326. maddesinde düzenlediği üzere yargılama giderleri aleyhine hüküm verilen taraftan tahsil edilir.
Hemen belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı HMK"nun 331. maddesinin 2. fıkrasında “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, HMK"nın 331/2. maddesi uyarınca, yerel mahkemece verilen görevsizlik kararı usule ilişkin nihai kararlardan olup davayı esas yönden sonra erdirmemektedir. Görevli mahkemede davaya devam edilmesi halinde bu dava yeni bir dava olmayıp görevsiz mahkemede açılan davanın devamı niteliğindedir.
O halde kanun gereğince sonradan davaya bakan Asliye Hukuk Mahkemesinde ilk görevsizlik kararı nedeniyle davalı lehine yargılama giderleri ile bu giderlerden sayılan vekâlet ücretinin hüküm altına alınmamış olmasında da bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin, temyiz itirazı yerinde değildir, reddine
Davacının temyiz itirazlarına gelince,
Dosya içeriği ve toplanan delillerden çekişme konusu taşınmazın davacı tarafından 24.12.2003 tarihinde satın alma yolu ile edinildiği ,o tarihten itibaren davalı tarafından kullanılmaya başlanıldığı ancak davacının 09.01.2012 tarihinde 3091 sayıl yasa uyarınca kaymakamlığa şikayet dilekçesi verdiği bu isteğinin 23.01.2012 tarihinde rededildiği ve yargılama aşamasında davalı tarafından dava konusu taşınmazın anahtarının davacıya teslim edildiğinden mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 331/1. maddesinde düzenlendiği üzere, " Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder" hükmünü içermektedir.
Somut olayda davalının mülkiyeti davacıya ait taşınmazı davacının muvafakatine dayanarak kullandığı ancak davacının 09.01.2012 tarihli kaymakamlığa verdiği şikayet dilekçesiyle muvafakatını geri aldığı buna göre de dava tarihi itibariyle davalının taşınmazı kullanmasının hukuksal dayanağı kalmadığı anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda davanın açıldığı tarih itibariyle davacının , davasında haklı olduğuna göre, davalının yargılama giderleri ve yargılama giderlerinden sayılan vekâlet ücretinden sorumlu tutulması gerekirken yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine vekalet ücreti verilmesine karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.