3. Hukuk Dairesi 2016/293 E. , 2017/7515 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki maddi-manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekllerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisinin, 23.07.2011 tarihinde ikamet ettiği köyde köyün elektriğini sağlayan elektrik trafosundaki arızayı onarmak ve kesik olan bir kısım elektriğin akışını sağlamak için çevresinde hiç bir korkuluk olmayan, standarda uygun olarak yapılmayan, üzerine çıkılmaması için hiç bir engel bulunmayan direğe çıktığını, böylece yüksek gerilime kapılarak hayatını kaybettiğini; davalı kurumun üzerine düşen özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve bu nedenle tamamen kusurlu olduğunu, tazmin borcunu doğuran eylemin davalı kurumun tedbirsizliği ve haksız filili nedeni ile meydana geldiğini; müteveffanın henüz 44 yaşında iken hayata veda ettiğini, ölüm nedeniyle geriye bakmakla yükümlü olduğu eşi ve çocuklarının kaldığını belirterek; tüm bu nedenlerle, 90.000 TL manevi ve 4.000 TL maddi olmak üzere toplam 94.000,00TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, duruşmadaki beyanında; açılan davayı kabul etmediklerini beyan etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacılar ... lehine 10.010,21TL, .... lehine 3.273,75TL, ... lehine 1.057,08 TL, .... lehine 213,21TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinin reddine; her bir davacı için olayın oluşu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, kusur durumu ile hakkaniyet ilkesi dikkati nazara alınarak 2.000,00"er TL olmak üzere toplam 8.000,00TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların manevi tazminat taleplerine ilişkin fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava; elektrik çarpmasından kaynaklanan ölüm nedeniyle açılmış maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm,davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2)HMK"nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca hâkim; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkim, kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip olması, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu, bu davada uyuşmazlığı çözecek nitelikte, somut ve bilimsel veriler içermemekte, Yargıtay denetimine de elverişli bulunmamaktadır. Oysa bilirkişi raporu hazırlanırken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, davacı vekilinin itirazlarının da raporda somut olarak karşılayacak şekilde kusur değerlendirmesi yapılarak, somut verilere dayalı, gerekçeli ve denetime uygun bilirkişi raporu alınmalı, toplanan tüm deliller birlikte, değerlendirilerek, hâsıl olacak sonuç dairesinde, kusur durumuna göre, maddi ve manevi tazminat miktarının takdir edilmesi gerekirken; yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3)Dava haksız fiile dayalı tazminat istemine ilişkin olup olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.