Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9987
Karar No: 2016/11139

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/9987 Esas 2016/11139 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/9987 E.  ,  2016/11139 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili 02/04/2014 havale tarihli dilekçesiyle; ... köyü 1592 parsel sayılı taşınmazın, vekil eden adına tapuda kayıtlı olduğunu, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/200 E. - 2012/217 K. sayılı kararı ile taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle tapusunun iptal edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 55.000,00.-TL tazminatın dava ve ihtiyati tedbir karar tarihi olan 17.11.2008 tarihinden geçerli olacak şekilde davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Hazine vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmı için 22/09/2014 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda belirlenen 52.500,00.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı tazminat davasıdır.
    Kaynarca ilçe, Birlik köyü 1592 parsel sayılı 1500 m² yüzölçümündeki tarla niteliğindeki taşınmazın yörede yapılan tapulamada davacı adına tescil edilmiştir.
    Dosyaya getirtilen tapu kayıtları ile belgelerin ve kesinleşmiş ilâm örneklerinin incelenmesinde; dava konusu taşınmazın davacı taraf adına olan tapu kaydının ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/200 E. - 2012/217 K. sayılı dava dosyasında dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığından tapu kaydının iptaline karar verildiği ve hükmün ifazı nedeni ile tapu kütük sayfasının kapatıldığı nlaşılmaktadır. Eldeki dava 02/04/2014 tarihinde açılmıştır.
    4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücû eder" hükmü yer almakta olup bu düzenlemeye göre devletin sorumluluğu resmî sicile güvenden doğan kusursuz sorumluluktur. Sicile güvenden doğan kusursuz sorumluluk, tapu siciline bağlı çıkarların ve ayni hakların yanlış tescili sonucu değişmesi ya da yitirilmesi ile bu haklardan yoksun kalınması temeline dayanır. Çünkü, sicillerin doğru tutulmasını üstlenen ve taahhüt eden Devlet, gerçeğe aykırı ve dayanaksız kayıtlardan doğan zararları da ödemekle yükümlüdür.
    6098 sayılı Borçlar Kanununun 49 ve devamı maddesinde düzenlenen haksız fiilden kaynaklanan tazmini sorumluluk, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte doğar ve zamanaşımı süresi başlar. 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesinde düzenlenen objektif (kusursuz) sorumluluk halinin varlığının kabulünde, tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararların
    karşılanması amacını güden Devletin tazmini sorumluğu ise mülkiyetin el değiştirdiği veya mülkiyetin elden çıktığı ve benzeri biçimlerde mülkiyet hakkına müdahalenin gerçekleştiği, diğer bir anlatımla, bir yerin kamu malı niteliğinde orman veya mera, yaylak, kışlak olması, kıyı kenar çizgisi içerisinde kumluk alanda kalması nedeniyle tapu kaydını iptal eden mahkeme kararının kesinleştiği tarihte başlar. Bu durumda, taşınmazın makul ve gerçek değerinin saptanmasında dava tarihi değil, mülkiyet hakkına müdahalenin gerçekleştiği ve zararın doğduğu tarih esas alınmalıdır.
    Mülkiyet hakkının tamamen elden çıkması ya da içinin boşaltılmış olması nedeniyle hükmedilecek tazminatın, taşınmazın yukarıda izah edilen değerlendirme tarihindeki değerinin 2942 sayılı Kanunun 11. maddesine göre belirlenmesi gerekmektedir. Anılan maddenin 11/1-(f) ve (g) bentlerine göre, arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma (değerlendirme) tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri, arsalarda ise kamulaştırma (değerlendirme) gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre belirlenecek satış değeri üzerinden belirleneceği açıklanmaktadır. O halde, taşınmazın tazminata esas değeri saptanırken, niteliğinin arsa mı yoksa tarla mı olduğunun belirlenmesi gerekmektedir.
    Bakanlar Kurulunun Yargıtayca kısmen benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için, belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vd.) yararlanan ve meskûn yerler arasında bulunması; taşınmaz nazım imar planı içinde ise, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.04.1998 gün ve 1996/3-1998/1 sayılı kararı uyarınca, bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumunun, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanaklarının, belediye merkezine uzaklığının, kullanım biçimi itibariyla iskan amacına yönelik yapılaşma olasılığı bulunup bulunmadığının da değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Tüm bu açıklamalar ışığında, nazım ve uygulama imar planı içerisinde bulunmayan ve etrafı meskun olmayan bir taşınmazın, sırf fiilen tarım yapma imkanı bulunmadığından ve özel parselasyona tabi tutulduğundan bahisle arsa niteliğinde olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece taşınmazın niteliğine ilişkin yapılan inceleme ve araştırma yeterli görülmemiştir.
    Hal böyle olunca mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için, çevresinde meskun mahal bulunmayan ve yakın çevresi tarım arazileri ile çevrili olan taşınmazın yukarıda açıklanan Bakanlar Kurulu kararı ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararı çerçevesinde arsa vasfında sayılıp sayılamayacağı yeniden araştırılarak değerlendirilmeli; taşınmazın bu ilkelere göre arsa vasfında olmadığının saptanması halinde en yakın tarım arazilerinin nitelikleri gözönünde tutularak tarımsal gelir metoduna göre taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak tarihteki değeri tespit edilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 24/11/2016 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi