1. Hukuk Dairesi 2015/16430 E. , 2016/3700 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ECRİMİSİL
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda; yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..." ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Davacı, 178 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliklerinin gaip olduğunu, ... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 05/03/2008 tarih, 2007/719 Esas, 2008/192 Karar sayılı kararı ile ... Defterdarının kayyım olarak atandığını, yapılan incelemede dava konusu taşınmazın 378 m2" lik kısmının davalılar tarafından konut ve bahçe olarak kullanıldığının tespit edildiğini ileri sürüp, 01/01/2003-31/12/2008 tarihleri arasına yönelik olarak 15.230,00 TL ecrimisil istemiştir.
Davalılar, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evin davalı ... tarafından yaptırıldığını, diğer davalı ..." in Hüseyin" in annesi olduğunu, aynı evde yaşadıklarını, davalı ..." ye husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu taşınmazın 77 m2 sine ev yapılarak işgal edildiğini, ancak 267 m2 lik kısmının bahçe olarak kullanılmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, Yargıtay 3. Hukuk Dairesince; “... temsil ettiği gaip kişilerin hak ve menfaatini korumak için dava açan kayyımın, yargı harçlarından bağışık bulunmadığı, davacıdan dava harcı alındıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği....” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyulmak ve harç eksiği tamamlanmak suretiyle yargılamaya devam edilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK"nun 25.02.2004 günlü ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).
25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay"ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tâbi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve 6100 sayılı HMK"nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut hâliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olayda, kararın dayanağını dosyada mevcut 15.04.2011 tarihli bilirkişisi raporu oluşturmakta olup, dosya kapsamında dava konusu 178 ada 4 parsel sayılı taşınmazın, 267 m2" lik kısmın davalılar tarafından kullanıldığının açıkça belirlendiğinden söz edilemez.
Hâl böyle olunca; mahkemece yeniden keşif yapılarak, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve bahçe olarak kullanıldığı belirtilen 267 m2 lik kısmın davalılar tarafından kullanılıp kullanılmadığının açıkça saptanması, taşınmazın eylemli durumu ile ilgili bilirkişi görüşünün alınması, yapılacak keşifte bahçe olarak kullanıldığı belirtilen kısmın mevcut hali ve davalıların evi ile konumunun mahkemece gözlenerek saptanması, tarafların gösterdikleri tüm delillerin eksiksiz toplanması, bu konuda tanıkların etraflıca beyanlarının alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek, taşınmaz üzerindeki 267 m2 alanın davalılar tarafından bahçe olarak kullanıldığının şüpheye yer vermeyecek şekilde saptanması halinde bu kısma ilişkin ecrimisil isteğinin kabul edilmesi, davalılar tarafından kullanılmadığının belirlenmesi halinde ise bu kısma ilişkin ecrimisil talebinin reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.