Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/238
Karar No: 2017/7522
Karar Tarihi: 18.05.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/238 Esas 2017/7522 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/238 E.  ,  2017/7522 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 04.11.2008 tarihinde düzenlenen adi yazılı sözleşme ile davalının üzerine kayıtlı bulunan Kutludüğün 440 parseldeki arsayı müvekkiline satacağını taahhüt ettiğini, davalının söz konusu taşınmazı müvekkiline satması için noterde düzenlenen vekâletname ile yetkili kılındığını, aradan yıllar geçmesine rağmen davalının arsayı müvekkiline devretmediğini; bu satış nedeniyle müvekkilinin davalıya 6.600,00 TL ödeme yaptığını, yapılan sözleşmenin resmi şekil şartına haiz olmaması nedeniyle geçersiz olduğunu, ödenen bedelin günün şartlarına uyarlanarak tespiti gerektiğini, şimdilik 6.600,00 TL alacağın ödemenin gerçekleştiği tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, cevap dilekçesinde; açılan davanın yerinde olmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkiline husumet düşmediğini, taşınmaz sahibinin davacıya satışı verememesinin nedeninin yasal engel olduğunu savunarak; açılan davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davacı ... tarafından davalı ... aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında "hak ilişkisine dayalı bağ" dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde, sıfat, dava konusu hakka ilişkindir.
    Mahkeme önünde, maddi hukuka dayalı hakkına dair uyuşmazlığın çözümünü ve himayesini isteyen kişi davacı, kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişi de davalıdır. Davacı, dava konusu hakkın sahibi, davalı ise hakka uymakla yükümlü olan ve bu hakkı ihlal ettiği düşüncesi ile kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişidir. Bir davada, davacı ve davalı sıfatının kime ait olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Dava
    dilekçesinde, davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şeklen taraf ise de; hakkın sahibi veya kendisine karşı hakkın himayesi istenmesi gereken kişiler olmadıkları belirlenir ise, davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddi gerekir.
    Uygulamada sıfat yerine genel olarak "husumet", davacı bakımından "aktif husumet ehliyeti", davalı bakımından "pasif husumet ehliyeti" tabirleri kullanılmaktadır.
    Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gereken bir husustur.
    Husumet konusu HUMK"un 187. (6100 sayılı HMK"nun 116. maddesinde) yer alan ilk itirazlardan olmadığından davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay"ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 23.05.2007 günlü ve 2007/15-296 E. 2007/289 K. sayılı kararı)
    Bu açıklamalardan sonra, somut olaya dönüldüğünde; davacı ile davalı arasında, Kutludüğün’de bulunan 440 parseldeki arsayı 6.600,00 YTL satışı konusunda sözleşme başlıklı adi yazılı bir sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Davalı da bu sözleşmenin varlığını kabul etmektedir. Davalı da taşınmazı satan olarak sözleşmeyi imzalamış ve sözleşme metninden 5.000,00 TL alındığı anlaşılmaktadır. Eldeki dosya ile birleşen davalının açmış olduğu dava konusu taşınmazın maliki olan taşınmazın mirasçılarına karşı açmış olduğu devir işleminin gerçekleştirilmesi ya da taşınmazın bugünkü değerinin tarafına iadesi istemli davadan yargılama sırasında ikinci celsede müracaata bırakmış olduğu dava dilekçesinde davacının sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirmiş, gerekli ödemeleri yapmış olduğunu belirtmiştir.
    Hal böyle olunca; dava konusu harici satış sözleşmesi ile verdiğini geri isteyen davacının, davaya konu satış sözleşmesinde satıcı olarak ismi ve imzası yer alan, içeriğinde de satış bedelinin kendisine ödendiği belirtilen davalı ...’ın sözleşme kapsamında satıcı sıfatıyla kendisine husumet yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Buna göre; mahkemece, işin esasına girilerek sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi