1. Hukuk Dairesi 2016/3805 E. , 2016/3704 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflararasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda; yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, kat irtifaklı 860 ada 4 parsel 2. kat 6 nolu bağımsız bölümün paydaşı olduğunu, kendisinden baskı ve tehdit ile senet alındığını, senedin icra takibine konularak paydaşı bulunduğu dava konusu taşınmaz üzerinde haciz işlemi uygulandığını, devamında taşınmazın icra müdürlüğünce ihale yolu ile davalıya satıldığını, davalının senedin yağma yolu ile ele geçirildiğini bildiğini ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davalı adına kayıtlı 860 ada 4 parsel 2. kat 6 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile 1/2 oranında adına tescilini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazı ... İcra Müdürlüğü"nün 2003/739 esas sayılı dosyasında yapılan açık ihale ile iktisap ettiğini, borcun kaynağı konusunda bilgisinin bulunmadığını, taşınmazın 2005 yılında adına tescil edildiğini, halen üzerine kayıtlı bulunduğunu, davacının yasal süresi içinde dava hakkını kullanmadığını, davada taraf sıfatının bulunmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacı tarafından açılan menfi tespit davasının kısmen kabul edildiği, takip dosyasının mahkemece reddedilen 60.000,00 TL üzerinden devam ettiği, yapılan takibin bu borç nedenine dayalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı ...nın döneminde açıldığı görülmüştür.
Hemen belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul Hukukumuzda, ilk derece yargılamasının beş temel aşamadan oluşması öngörülmüştür. Bunlar sırası ile, a) Dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesi, b) Ön inceleme, c) Tahkikat, d) Sözlü yargılama, e) Hüküm, aşaması olduğu açıktır. Bu aşamalar içinde yeni olan ise ön inceleme aşamasıdır.
Yargılamanın gereksiz yere uzamasının engellenmesi; mahkemenin ve tarafların yargılamada gereken hazırlığı davanın başında yapmasının sağlanması bakımından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile dilekçelerin verilmesinden sonra ve tahkikat aşamasından önce gelmek üzere "ön inceleme" adıyla yeni bir yargılama aşaması kabul edilmiştir.
6100 sayılı ...nın 137. maddesinde, ön incelemenin kapsamı, 138. maddesinde ön inceleme aşamasında dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazlar hakkında verilecek kararlar, 139. maddesinde, ön inceleme duruşmasına davet ve 140. maddesinde ise, yapılması zorunlu olan ön inceleme duruşması düzenlenmiştir.
6100 sayılı ...nın ön incelemenin kapsamı başlıklı 137. maddesinde, “dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, 138. madde dikkate alınarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar vereceği, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebileceği, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlık konularını tam olarak belirleyeceği, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik edeceği ve bu hususların tutanağa geçirileceği belirtilmiştir. Ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar ile sınırlı olmak üzere tanık dinleme, belge inceleme, bilirkişi görüşü alma, keşif yapma ve yemin teklif etme gibi işlemler yapılabilir, ancak tahkikata yönelik işlemler yapılamaz.
...nın 137. maddesinin ikinci fıkrasında ise, ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği düzenlenmiştir. Gereksiz duruşmalara ilişkin uygulamadaki eski alışkanlıkların devam etmesinin kesin olarak önüne geçilmesi amacıyla kanun koyucu, ön inceleme aşaması tamamlanmadan ve bu aşamada alınması gereken kararlar alınmadan tahkikat aşamasına geçilmesini ve tahkikat için duruşma günü belirlenmesini kesin bir ifade ile (emredici nitelikteki bir düzenlemeyle) yasaklamıştır.
Yukarıda belirtilen 6100 sayılı ...nın 137/2. maddesi dikkate alındığında, ön inceleme duruşması ve duruşmada yapılması gerekli olan işlemler yapılmadan tahkikat duruşmasına geçilemeyeceği, bu düzenlemenin emredici nitelikte olduğu açıktır.
Ayrıca, bilindiği üzere; tanıklık, taraflar dışındaki kişilerin dava ile ilgili bir vakıa hakkında, dava dışında bizzat edinmiş oldukları bilgiyi mahkemeye bildirmeleridir.
Tanık delili, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 240 ile 266. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tanıkların davet edilmesini düzenleyen 243. maddesinde açıkça; ""(1) Tanık davetiye ile çağrılır. Ancak, davetiye gönderilmeden taraflarca hazır bulundurulan tanık da dinlenir. Şu kadar ki, tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hâllerde, liste verilmemiş olsa dahi taraf, o duruşmada hazır bulundurursa tanıklar dinlenir. (2) Davetiyenin duruşma gününden en az bir hafta önce tebliğ edilmiş olması gerekir. Acele hâllerde tanığın daha önce gelmesine karar verilebilir. (3)Tanığı davet, gerektiğinde telefon, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, davete rağmen gelmemeye bağlanan sonuçlar, bu durumda uygulanmaz hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 245. maddesinde ise; ""(1) Kanunda gösterilen hükümler saklı kalmak üzere, tanıklık için çağrılan herkes gelmek zorundadır. Usulüne uygun olarak çağrıldığı hâlde mazeret bildirmeksizin gelmeyen tanık zorla getirtilir, gelmemesinin sebep olduğu giderlere ve beşyüz Türk Lirasına kadar disiplin para cezasına hükmolunur. Zorla getirtilen tanık, evvelce gelmemesini haklı gösterecek sebepleri sonradan bildirirse, aleyhine hükmedilen giderler ve disiplin para cezası kaldırılır.
Hemen belirtmek gerekir ki; tanıkların taraflarca hazır edilmesini zorunlu kılan bir kural yoktur. Bunun aksinin kabulü, adil yargılanma hakkı (TC. Anayasası 36. madde) kapsamında olan iddia ve savunma hakkının (6100 s. HMK"nın 27., 1086 sayılı HUMK"un 78. maddeleri) kısıtlanması ve eksik inceleme sonucunu doğurur.
O halde; tapu iptali ve tescil istekli davada 6100 sayılı ...nın ilgili hükümleri gereğince, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenmesi; bu konularda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, 6100 sayılı ...nın 137. ve 140. maddelerine göre ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gerekli araştırma yapılarak, bildirilmesi halinde tanıkların dinlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
Somut olayda, kötüniyet iddiasında bulunan davacının, 03/12/2012 tarihli dava dilekçesinde iddiasını ispat için tanık deliline dayandığı sabit olup, belirtilen yasal düzenlemeler çerçevesinde, mahkemenin ön inceleme duruşmasında veya tanık deliline sıra geldiğinde, tarafların talebi üzerine veya re" sen makul süre içerisinde taraflardan tanık isimlerinin bildirilmesinin istemesi, bildirilmesi halinde tanıkların yine yukarıda belirtilen usul kuralları çerçevesinde dinlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar vermesi gerektiği açıktır.
Hâl böyle olunca; mahkemece, yukarıda belirtilen yasal düzenleme çerçevesinde hareket edilmesi ve ön inceleme duruşmasının ilgili maddeler uyarınca eksiksiz yapılması, tanık deliline dayanan taraftan tanık isim ve adresinin bildirilmesinin istenmesi, bildirilmesi halinde dinlenerek karar verilmesi gerekirken, yasanın emredici hükümlerine aykırı olarak sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.