Davacı,ödeme emrinin iptali ile haciz,kesinti ve icrai işlemlerininde iptaline  karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davalı kurumca prim borcu nedeniyle yapılan takip sonucu davacıya çıkarılan 27.4.1999 tarihli 9411 sayılı 868 takip nolu,  27.4.1999 tarihli 9410 sayılı 869 takip nolu, 6.7.1999 tarihli 17823 sayılı 1846 takip nolu, 26.3.1999 tarihli 22339 sayılı 1951 takip nolu, 26.3.1999 tarihli 22338 sayılı 1969 takip nolu, 11.9.2000 tarihli 19572 sayılı 641 takip nolu, 11.3.2000 tarihli 18569 sayılı 643 takip nolu ödeme emirlerine dayanan her türlü haciz, kesinti ve icrai işlemlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Süresinde ödenmeyen prim ve diğer kurum alacaklarının bizzat kurumca cebren takip ve tahsil edilebileceği 506 sayılı Yasa"nın açık hükmü gereğidir. Cebren tahsil ve takip esasları 6183 sayılı Yasa"da gösterilmiştir. 506 sayılı Yasa"nın 80/7.maddesinde kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa"nın uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesinin yetkili olduğu, 6183 sayılı Yasa"nın 58/1.maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın ödeme emrine karşı tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz edebileceği bildirilmiştir. Bu 7 günlük itiraz süresi hak düşürücü süre olup süreyi geçiren borçlunun artık menfi tesbit, istirdat gibi aynı konuda hiçbir mahkemede dava açması mümkün değildir. Çünkü  6183 sayılı Yasa"da İİK."nun 72.maddesine koşut bir hüküm yer almamaktadır. 6183 sayılı Yasa İİK."na nazaran özel bir yasa olup uygulama önceliğine sahiptir.
Somut olayda dosya içinde ödeme emirlerinin dava dışı borçlu şirkete tebliğine ilişkin belgeler bulunmakta olup mahkemece davacı ile ilgili takip dosyası getirtilmediğinden davacının ödeme emirlerinin iptalini 7 günlük hak düşürücü süre içinde talep edip etmediği anlaşılamamaktadır.
Yapılacak iş; ilgili takip dosyaları getirtilerek yukarda açıklanan şekilde inceleme yapmak, davanın 7 günlük hak düşürücü süre içinde açıldığının anlaşılması halinde Bilecik İş Mahkemesi"nin 2002/62 Esas nolu dosyasını da getirtmek suretiyle tüm deliller birarada değerlendirilerek çıkacak sonuca göre bir kara vermektir.
Hal böyle olunca mahkemece öncelikle davanın 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı araştırılıp bu husus açıklığa kavuşturulmadan işin esası incelenmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı kurumun işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 31.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.