10. Hukuk Dairesi 2020/2011 E. , 2021/5545 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, yol ve yemek yardımlarının prime esas kazanca dâhil olmadığının tespiti ile Kurumca haksız olarak tahsil edilen primlerin yasal faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
Mahkeme, bozma sonrası ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dairemizin 18.03.2019 tarihli bozma ilamında; “Davacıya ait talebin 01.05.2008 - 30.04.2009 tarihleri arasına yönelmesi ve Mayıs 2008 - Eylül 2008 tarihleri arasındaki primlerin ödeme tarihlerinin mahkemece dikkate alınması karşısında, davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun 4958 sayılı Kanun"un 36. maddesi ile değişik 77. maddesi olup, anılan maddede; “Sigortalılarla işverenlerin bir ay için ödeyecekleri primlerin hesabında:
a)Sigortalıların o ay için hakettikleri ücretlerin,
b)Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan sigortalılara o ay içinde ödenenlerin,
c)İdare veya kaza mercilerince verilen karar gereğince (a) ve (b) fıkralarında yazılı kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır.
Şu kadar ki, ölüm, doğum ve evlenme yardımları, yolluklar, kıdem, ihbar ve kasa tazminatları, aynî yardımlar ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca miktarları yıllar itibariyle belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, sigorta primlerinin hesabına esas tutulacak kazançların aylık tutarının tespitinde nazara alınmaz. Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime tabi tutulur…” denilmektedir. “Bunların dışında her ne ad altında ödeme yapılırsa yapılsın tüm ödemeler prime tabi tutulur” bölümü 4958 sayılı Kanun ile anılan maddenin ikinci fıkrasına son cümle olarak eklenmiştir.
Görüldüğü gibi, anılan madde hükmünde hangi kazançların prim hesabına esas alınamayacağı sayma yöntemiyle belirlenmiş olup, Türk hukukunda egemen olan kurala göre, ayrık hükümler genişletici değil, daraltıcı yoruma tabidirler ve anılan kural, 23.05.1960 tarihli 11/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulanmıştır.
Bu kararda sigortalılara ödenen yol ve yemek paralarının ayni yardım niteliğinde bulunduğu sonucuna varılmış ve prime esas kazancın belirlenmesinde dikkate alınamayacağı görüşü benimsenmiştir. Bunun dışında Yargıtay uygulamasında bazı kararlarda, teknik personele ödenen şantiye ve arazi zammını, hasta sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği, toplu iş sözleşmesi gereğince sigortalıya ödenen araç ücreti, çiğden verilen erzak, elbise dikiş ücreti, yakacak ve yakıt parası ve toplu iş sözleşmesi gereğince sigortalıya ödenen yemek parası aynî yardım niteliğinde görülmüştür. Anılan nitelikte ödemelerde, ödeme yapılan süreye ilişkin herhangi bir ayrım yapılmamıştır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere ücret, görülen bir işin karşılığında çalışana işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve nakden ödenen meblağdır. Bu duruma göre işverence ödenen yol ve yemek yardımı parasını, görülen bir işin karşılığı değil, 506 sayılı Kanun"un 77/2. maddesinde sayılan istisnalar kapsamında ücrete dâhil edilmeyecek ödemeler arasında yer alan" ayni yardım" olarak tanımlamak ve yol, yemek yardımı yerine bedelinin verilmiş olması nedeniyle bu yardımların niteliğini değiştirmemek gerekir.
Somut olay bakımından ise, muafiyeti aşan yemek yardımının PEK matrahına dahil edilmesine dair, yol yardımlarının sigorta primine esas kazanç matrahına dâhil edilmemesi gerektiğine dair yaklaşım ile 5510 sayılı Kanunun yürürlük tarihinden sonra ise yemek ve yol yardımlarının PEK matrahına dahil edilmesi gerektiğine dair yaklaşım isabetli ise de, yol ve yemek yardımları yapılıp yapılmadığı ile miktarının yöntemince belirlenmesi gereklidir. Bu kapsamda, mahkemece, davacı şirketin dosya arasına sunduğu ve Kurumca doğrulanıp doğrulanmadığı anlaşılmayan bordro icmallerinde yer alan tutarlar esas alınarak kurumdan sorulmaksızın hesap yapılmak suretiyle ödendiği belirtilen yol yardımı başlığı altındaki paralar dikkate alınmış olup, dosya arasındaki belgelerden davalı kurumdan gelen ve yol yardımlarının sigorta primine esas kazanç içerisinde değerlendirildiğine dair herhangi bir bordro veya belge bulunmaması karşısında, Mahkemece, öncelikle davalı Kuruma verildiği esnada bordrolarda hak edilen ücret dışında ayrıca belirtilen yol yardımına dair yardımların varlığı araştırıldıktan sonra, dava konusu dönem içinde, ödenen sigorta primi ve işsizlik sigortası prim tutarları, ait oldukları dönemler ve ödeme tarihleri üzerinden, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle, çalışan her bir sigortalı bazında dava konusu dönem içinde ödenen yol yardımı tutarları tespit edilmeli ve iadesi gereken tutarın kurum verileri ile doğrulandıktan sonra usulünce belirlenmesi gerekirken, davacı şirketin dava dilekçesine eklediği belgeler üzerinden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ayrıca primlerin yatırıldığı ayı takip eden ay başından iadenin yapıldığı ayın başına kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurulması gerekirken mevcut şekilde hüküm kurulması da hatalı olmuştur.” hususları belirtilmiştir.
Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereklerinin yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında, ayrıntılı ve açıklayacı bir şekilde; “Mahkemece, öncelikle davalı kuruma verildiği esnada bordrolarda hak edilen ücret dışında ayrıca belirtilen yol yardımına dair yardımların varlığı araştırıldıktan sonra, dava konusu dönem içinde, ödenen sigorta primi ve işsizlik sigortası prim tutarları, ait oldukları dönemler ve ödeme tarihleri üzerinden, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle, çalışan her bir sigortalı bazında dava konusu dönem içinde ödenen yol yardımı tutarları tespit edilmeli ve iadesi gereken tutarın kurum verileri ile doğrulandıktan sonra usulünce belirlenmesi" gereğine işaret edilmiş olup, Mahkemece bozma sonrasında, yine davacı şirketin sunduğu kayıtlarla (idari şartname, hizmet alım sözleşmesi, tahakkuk, tahsil fişleri) sınırlı olarak, Kurumca doğrulanıp doğrulanmadığı anlaşılmayan bordro icmallerinde yer alan tutarlar esas alınarak, kurumdan sorulmaksızın hesap yapılmak suretiyle ödendiği belirtilen yol yardımı başlığı altındaki paralar dikkate alınmış olup, bu meyanda bozma gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Bozma ilamında da belirtildiği üzere; dosya arasındaki belgelerden davalı kurumdan gelen ve yol yardımlarının sigorta primine esas kazanç içerisinde değerlendirildiğine dair herhangi bir bordro veya belge bulunmaması karşısında, Mahkemece, davalı Kuruma verilen bordroların celbi ile verildiği esnada 506 sayılı Yasanın 77. maddesi kapsamında prime esas kazançlar dışında ayrıca belirtilen yol yardımına dair tutarların varlığı araştırıldıktan sonra, dava konusu dönem içinde, ödenen sigorta primi ve işsizlik sigortası prim tutarları, ait oldukları dönemler ve ödeme tarihleri üzerinden, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle, çalışan her bir sigortalı bazında dava konusu dönem içinde ödenen yol yardımı tutarları tespit edilmeli ve iadesi gereken tutarın kurum verileri ile doğrulandıktan sonra usulünce belirlenmelidir.
Mahkemece, bu maddî ve hukukî olgular göz önünde tutulmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.