Davacı, 12.05.2000 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa"ya tabi esnaf Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tespitiyle tahakkuk ettirilen prim borcunun iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava nitelikçe, davacının 12.05.2000 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa’ya tabi esnaf Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile varılmıştır.
Davacı, 12.02.1996-15.11.1997 tarihleri arasında 633 gün ile 18.11.2005-28.12.2005 tarihleri arasında 41 gün 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı ve 01.06.1998-31.03.2000 tarihleri arasında 660 gün, 01.06.2002-30.06.2002 tarihleri arasında 30 gün ile 01.12.2004-31.12.2004 tarihleri arasında 30 gün 506 sayılı Yasa’ya tabi isteğe bağlı sigortalıdır. Öte yandan, 14.11.1985 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa’ya göre esnaf Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edilmiş olup, davacının 15.12.1985-06.03.1996 tarihleri arasında tuhafiye, 06.01.1987-31.12.1993 tarihleri arasında parfümeri, 04.11.1994-16.03.1996 tarihleri arasında parfümeri ile 30.07.1998-12.05.2000 tarihleri arasında parfümeri ve kozmetik ürünleri satışı faaliyetinden dolayı vergi mükellefiyeti bulunmaktadır. Ayrıca, 21.11.1985-08.03.1996 tarihleri arasında Uşak Manifaturacılar ve Tuhafiyeciler Esnaf Odası kaydı ile 14.11.1985-08.03.1996 ve 05.08.1998-04.11.2004 tarihleri arasında esnaf ve sanatkar sicil kaydı mevcuttur. Bağ-Kur, 14.11.1985-06.03.1996 ve 01.04.2000-04.11.2004 tarihleri arasında davacıyı Bağ-kur sigortalısı olarak kabul etmektedir. Dosya içerisinde mevcut 05.09.2007 tarihli prim ekstresinden, davacının 31.01.1986-28.06.1997 tarihleri arasında prim ödemeleri bulunduğu ve toplam 20.264,12.-TL prim borcu olduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık ise, davacının 12.05.2000-04.11.2004 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa’ya tabi esnaf Bağ-Kur sigortalısı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Sosyal güvenlik sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup "çakışan sigortalılık" olarak adlandırılan, bir sigortalının aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olması hali, zorunlu sigortalılıkların çakışması halinde yasalarda yer alan düzenlemelerde önceden başlayan sigortalılığa geçerlilik tanınarak, isteğe bağlı sigortalılıkta ise, 506 sayılı Yasa’nın 85. maddesi uyarınca malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı olarak devam edebilmek için, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna zorunlu ya da isteğe bağlı sigortalı olmamak koşulu arandığından isteğe bağlı sigortalılık ile zorunlu sigortalılığın çakıştığı bu gibi uyuşmazlıklarda, anılan maddede yer alan "sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladıkları günden itibaren" isteğe bağlı sigortalılığın sona ereceği hükmü dikkate alınarak zorunlu sigortalılığa değer verilmek suretiyle "çakışan sigortalılık" sorunu çözüme kavuşturulmalıdır.
1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu’nun 24. maddesinin I. fıkrasında bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması koşulu getirilmiştir.
Yapılacak iş, ihtilaflı dönem olan 12.05.2000-04.11.2004 tarihleri arasında davacının, kendi nam ve hesabına fiili ve gerçek çalışmasının olup olmadığının tespiti için gerekirse belediye zabıtası ve emniyet müdürlüğü aracılığıyla araştırma yaptırmak, komşu işyeri kayıtlarına geçmiş tanık beyanlarına başvurmak, davacının esnaf odasına aidat yatırıp yatırmadığı hususu ile odaya ait hazirun cetvellerinde adının ve imzasının bulunup bulunmadığı, esnaf sicil kaydının aktif olup olmadığını araştırmak, davacının Bağ-Kur zorunlu sigortalılık şartlarını taşıyıp taşımadığını tespit etmek, Bağ-Kur zorunlu sigortalılık şartlarını taşımadığının anlaşılması halinde istemin kabulüne karar vermektir.
Sigortalılık şartlarını taşıdığının anlaşılması halinde ise, Bağ-Kur sigortalılığına geçerlilik tanınarak sonuca ulaşmak gerekirse de, 1479 sayılı Yasa’nın 22.02.2006 gün ve 5458 sayılı Yasa’nın 13. maddesi ile değişik 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek 19. maddesinde, bu Yasa ve 2926 sayılı Yasa’ya göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödenmesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur. Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez. Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir. Bu madde kapsamına giren sigortalılar hakkında zaman aşımının kesilmesi ve zaman aşımının işlememesi ile ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 103. maddesinin 1. fıkrasının (6), (8) ve (10) numaralı bentleri hariç diğer hükümleri ile aynı Yasa’nın 104. maddesi hükümlerinin uygulanacağı, yine 5458 sayılı Yasa’nın 14. maddesi ile eklenen ve 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren Geçici 26. maddesine göre bu Yasa ve 2926 sayılı Yasa’ya göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 31.03.2005 tarihi itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalılar ve hak sahiplerinden bu sürelere ilişkin prim borçlarını yeniden yapılandırma talebinde bulunmayanlar veya yeniden yapılandırma talebinde bulundukları halde yapılandırma haklarını kaybedenler hakkında ek 19. madde hükmü uygulanacağı bildirilmiştir.
Davacının davadaki isteminden prim borcunu ödeme isteği olmadığı sonucu çıktığından talebi de gözetildiğinde, uyuşmazlığa hüküm tarihinden önce 01.03.2006 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın değişik Ek 19 ve Geçici 26. maddesinin uygulanacağının kabulü gerekir. Hukuk Genel Kurulu"nun 21.06.2006 gün ve E:2006/21-363, K:2006/466 sayılı; 28.06.2006 gün E:2006/21-485, K:2006/483 sayılı kararları da bu yöndedir.
Davacının 12.05.2000 tarihinden sonra Bağ-Kur sigortalılık şartlarını taşıdığının anlaşılması halinde, davacının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, var ise, primlerin tam olarak karşılandığı ayın sonu itibariyle sigortalılığı durdurulmalı, prim borcuna ait süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyerek davacının bu sürelere ilişkin prim borcu bulunmadığının tesbitine karar verilmelidir. Davacının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle beş yıldan az süreye ilişkin prim borcu var ise, bu durumda 12.05.2000 tarihinden itibaren davacının 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğu kabul edilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmadan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.