Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10008
Karar No: 2016/3735
Karar Tarihi: 29.03.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/10008 Esas 2016/3735 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/10008 E.  ,  2016/3735 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTAL, TESCİL VE TENKİS

    Taraflar arasında görülen tapu iptal, tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekilince yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 29.03.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ya da tenkis isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan ..."un maliki olduğu 2889 parsel sayılı taşınmazını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan işlemin kız çocuklarından mal kaçırmak amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve muris adına tesciline ya da tenkis isteğinde bulunmuşlar, yargılama sırasında taleplerini daraltarak miras payları oranında tapu iptal ve tescil ya da tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, satışın gerçek olduğunu, satış bedelini murise ödediğini, iddiaların yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, mirasbırakanın mal kaçırma iradesinin varlığının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakanın maliki olduğu tarla niteliğinde 20400 m² yüzölçümündeki davalı taşınmazını bizzat 18.11.2005 tarihli resmi akit ile davalıya satış suretiyle temlik ettiği, murisin 25.9.2010 tarihinde öldüğü ve mirasçı olarak davacı kızları ile dava dışı oğlu ..."nın kaldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; mahkemece davacıların delil listesinde bildirdikleri aynı mahkemenin 2011/430,431 ve 453 esas sayılı dava dosyaları getirtilip değerlendirilmemiş, çocukları ile arasındaki beşeri ilişkiler yeterince irdelenmemiş ve gerçek iradesi hüküm kurmaya yeterli olacak şekilde araştırılmamıştır.
    Öte yandan; çekişme konusu taşınmaz üzerinde bulunan evin muris ve oğlu ... tarafından yaptırıldığı yönünde tanık anlatımları bulunmasına rağmen, keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarında söz konusu evin varlığı ve kimin kullandığı yönünde bir açıklık bulunmamaktadır.
    Hâl böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle bir araştırma yapılıp tarafların tüm delillerinin toplanması, davacının delil listesinde bildirdiği dava dosyalarının incelenmesi, tanık anlatımlarında geçen taşınmaz üzerindeki evin varlığı ve kimin tarafından kullanıldığının, davalının muris veya davalı ya da davalının eşi ile irsen bağlantısı olup olmadığının saptanması, özellikle çocukları ile arasındaki beşeri ilişkilerin değerlendirilerek murisin gerçek iradesinin açıklığa kavuşturulması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacılarn temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, 29.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi