3. Hukuk Dairesi 2016/18894 E. , 2017/7558 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve davalı vasisi tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; Davacı ..."ın %97 oranında zihinsel ve görme engeli bulunduğunu, sürekli olarak başkasının bakımına muhtaç olduğunu, kardeşi Davut"un, İsa"ya vasi tayin edildiğini, halen birlikte yaşadıklarını,kısıtlının rehabilitasyon merkezinde tedavi görmesi gerektiğini ancak tedavi masrafı olan aylık 450 TL"yi ödeyecek maddi imkanı bulunmadığını, davalı ..."ın davacı ve vasinin babası olup davalı ..."in de kısıtlanarak halen evli olduğu eşi ..."ın vasi tayin edildiğini, davalının yurt içi ve yurt dışından emekli maaşı aldığını, davacı vasisi Davut"un da özürlü olduğunu, bakmakla yükümlü olduğu eş ve iki çocuğunun bulunduğunu bu nedenle kardeşi İsa"nın masraflarını karşılama gücünün bulunmadığını belirterek dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 1.000.TL yardım nafakasına hükmedilmesini ve nafakanın ÜFE-TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vasisi; davalının bakıma muhtaç olduğunu, aldığı maaşın bakımına zor yettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne,dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı için aylık 350.TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine ; Belirlenen nafakanın gelecek yıllar için TÜİK tarafından tespit edilen ÜFE oranında kararın kesinleşme tarihindeki yıllık oran esas alınmak suretiyle arttırılmasına karar verilmiş,hüküm davacı vekili ve davalı vasisi tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının temyiz itirazlarına gelince; TMK."nun 364/1.maddesinde; "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür",
TMK."nun 365/2 maddesinde; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeleri yer almaktadır.
Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır.
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için gerekli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde TMK."nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir.
Somut olayda; davacı ..."ın %97 oranında zihinsel ve görme engeli bulunduğunu, sürekli olarak başkasının bakımına muhtaç olduğu, kardeşi ..."ın, davacıya vasi tayin edildiği, halen birlikte yaşadıkları , kısıtlının rehabilitasyon merkezinde tedavi görmesi gerektiği , davacının babası olan davalının ise yurt dışından emekli olup aylık 2.000-3.000 TL emekli maaşının bulunduğu, eşi Müesser Uyanık"ın davacıya vasi tayin edildiği , davalının aynı zamanda yurt içinden de emekli maaşı bulunduğu ve kiraya verilen taşınmazları bulunduğu yönünde iddialar olduğu ancak bu hususlarda dosya içerisinde herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmaktadır .
Mahkemece; davalının emekli maaşı, kiraya verilen taşınmazı olup olmadığı araştırılarak ve davalının vesayet dosyası da incelenerek sonucuna göre tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, davacının ihtiyaçları, nafakanın niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bir miktara hükmedilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ :Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.