MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili; ... ve Araştırma Hastanesinde görev yapan davalıya 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 17/5.maddesi uyarınca ödenen ek ödemeden vergi kesintisinin yapılmamış olması nedeniyle fazla ve yersiz döner sermaye ödemesi yapıldığını, eksik tevkif edilen vergiler nedeniyle 2.746,64 TL"yi Kocamustafapaşa Vergi Dairesine ödemek zorunda kaldıklarını, bu nedenle davalıya fazla ödenen bu miktar hazine alacağının davalıdan talep edildiği tarih olan 14.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; dava konusu alacağın kendisinden talep edilebilmesi için kendisinin kusurunun bulunması gerektiğini, oysa herhangi bir kusurunun bulunmadığını, fark tazminatlarının ek ödeme matrahına dahil edilemeyeceğini ve fark tazminatlarından damga vergisi hariç herhangi bir kesinti yapılamacağını, kaldı ki alacağın zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporları doğrultusunda kabul edilen 2.746,64 TL"nin 21.10.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık yersiz ödemeden doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
HMK.nun 266 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir. Ancak, bilirkişi seçimi yapılırken düşüncesine başvurulacak kişi veya kişilerin özel ve teknik bilgilerinin yeterli olup olmadığı üzerinde durulması gerekir.
Somut olayda ise; hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi hukukçu bilirkişi olup uyuşmazlığın doğru olarak tesbiti ve çözümlenmesi için gerekli uzmanlığa sahip değildir.

Bu durumda mahkemece; ilgili Vergi Dairesi Başkanlığı"ndan davaya konu vergi tevkifatı, uzlaşma, ve yapılan ödemelerle ile ilgili tüm bilgi ve belgeler celp edilerek döner sermaye saymanı, vergi denetmeni ve hastane idarecisinden oluşacak 3 kişilik bilirkişi kurulundan uyuşmazlık hakkında rapor aldırılması, talep edilen 2.746,64 TL’nin, kurumun vergi dairesi ile uzlaşması sonrası vergi dairesine ödenen meblağın davalı hissesine düşen kısmı olup olmadığı da açıklığa kavuşturularak, sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerekirken, konunun uzmanı olmayan bilirkişice hazırlanan raporun esas alınması suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.