20. Hukuk Dairesi 2016/10581 E. , 2016/11205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada ... 4. Tüketici ve ... 21. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava sözleşme hükümlerinin feshi, tespit ve tazminat istemine ilişkindir.
... 4. Tüketici Mahkemesince davacının arsa maliki olup tüketici tanımına uymadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
... 21. Asliye Hukuk Mahkemesince davacı taraf ile davalının tüketici ve satıcı tanımına uygun bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde "Mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder" şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda davacı vekili özetle; "Müvekkilinin .... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 2489 ada, 18 parsel sayılı taşınmazın sahibi olduğunu, ... Belediyesinin 5366 sayılı Kanun kapsamına göre belediye meclisince alınan 2005/109 sayılı meclis kararı ve Bakanlar Kurulunun 2006/10299 sayılı kararı ile ... mahallesi ve ... mahallesinin yenileme alanı ilân edildiğini, müvekkiline ait taşınmazın proje kapsamında kalması nedeniyle davalı idare ile müvekkili arasında sözleşme yapıldığını, 12/02/2008 tarihli muvafakatname başlıklı protokol düzenlendiğini ve müvekkiline ait taşınmaza 98.756,00.-TL bedel takdir edildiğini, proje kapsamında yeni inşaat bedelinin 145.117,00.-TL olarak belirlendiğini, 13.03.2008 tarihinde davalı idarenin daveti üzerine .... ... Kentsel Yenileme Toplu Konut Projesi Gayrimenkul Satış Sözleşmesi tanzim edildiğini, davalı idare ile yapılan 26.121.2012 tarihli nihai matbu satış sözleşmesinde kura sonucu müvekkiline isabet eden 63 ada, 2 parsel F4-174 daire 2, 81,70 m²"lik gayrimenkulün haricen satımı sözleşmesi yapıldığını, ... tarafından yapılan gayrimenkulun bedelinin 211.219,00.-TL peşinat bedelinin 98.500,00.-TL sayılarak bakiye 112.719,00.-TL bedelin 180 ayda ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalı idarece hazırlanan ve matbu halde bulunan müzakere tutanağının aynı tarihte yetkili banka çalışanları ile imza altına alındığını, her ne kadar idarece sözleşme koşulları ve
hükümlerinin tarafların serbest iradeleri ile müzakere edildiği şeklindeki hükümler yer alsa da müvekkiline davalı idarece belirlenen gayrimenkul satış değerine itiraz haklarının müvekkilinin elinden alındığını, itiraza rağmen müvekkilinin sözleşmeyi imzalamak durumunda kaldığını, aradan uzun süre geçmesine rağmen 2012 yılında müvekkilinin gayrimenkulünün aynı fiyattan işlem gördüğünü, davalı idare ile akdedilen prosedürün ise % 150 fiyat artışı içerdiğini belirterek 15.11.2012 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinin 2.1 ve 2.2 hükümlerindeki haksız şart hükümlerinin feshine, bilirkişilerce yeniden tespit yapılarak bedelin tenkisine, geç teslimden kaynaklanan gelir kaybının 13.02.2010 tarihinden itibaren aylık 1.500,00.-TL kira kaybının tespiti ile tespit edilen tutarın davalıdan faizi ile birlikte tahsilini, gayrimenkulün arsa payı karşılığı alması gereken daire payına karşılık fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00.- TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davacı arsa malikinin 4077 sayılı Kanunda belirtilen "Tüketici" tanımına girmediği anlaşılmakla, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.