
Esas No: 2019/27234
Karar No: 2019/8470
Karar Tarihi: 15.05.2019
Gümrük kaçakçılığı - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/27234 Esas 2019/8470 Karar Sayılı İlamı
19. Ceza Dairesi 2019/27234 E. , 2019/8470 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Gümrük İdaresi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu, kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık hakkında 29.03.2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, İstanbul (Anadolu) 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2013/282 (E) ve 2014/112 (K) sayılı hükmün Dairemizce incelenerek 15.05.2019 tarihinde bozulmasına karar verilmesi,
Yine sanık hakkında 05/04/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, İstanbul (Anadolu) 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2013/326 (E) ve 2014/603 (K) sayılı hükmün Dairemizce incelenerek 15.05.2019 tarihinde bozulmasına karar verilmesi karşısında ;
Anılan davalar ile iş bu dava birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu,
Kabule göre;
1-Suça konu eylemin 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği mahkemece belirtildikten sonra 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanunun 3/5. maddesi ile ceza belirlenmeden doğrudan 3/10. maddesi uyarınca arttırım maddesi gösterilerek temel ceza belirlendiği gibi suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun ile suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanunun ilgili bütün hükümleri uygulanarak elde edilecek sonuçların birbiriyle denetime olanak verecek şekilde karşılaştırılarak karar yerinde tartışılmaması ve lehe olduğundan bahisle 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı 3/10. maddesi ile uygulama yapıldığı belirtilmesine rağmen 5607 sayılı 3/10. maddesinin son fıkrası gereği hapis cezasının 3 yıldan az olamayacağının gözetilmemesi,
2-Sigaraların gümrük kaçağı olduğuna ve KEMT varakasındaki değere ilişkin sanığın itirazı bulunmadığı hâlde keşif yapılarak sanığın sebep olmadığı yargılama giderine hükmolunması,
3- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
4-Suçtan elde edilen ve adli emanetin 2013/8681 sırasında kayıtlı paranın müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
5-Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "16.05.2013" yerine "2013" olarak gösterilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK"nin 326/son maddesi gereğince cezada kazanılmış hakkının saklı tutulmasına yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 15/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.