20. Hukuk Dairesi 2016/6566 E. , 2016/11241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek madde 4 uyarınca yapılan orman sınır noktalarındaki fennî hataların düzeltilmesi işlemine itiraza ve zilyetliğin tesbitine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 16/02/2016 gün ve 2015/5208 - 2016/1751 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, dava dilekçesi ile vekil edenlerin zilyetliğinde bulunan ... köyü eski 1723 uygulama kadastrosu ile 326 ada 19 parsel numarası verilen taşınmazın 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan güncelleme çalışmasında tespitinde hata yapılarak davacıların zilyetliğinde bulunan aynı zamanda ceza mahkemesince de orman olmadığı belirlenen 2/B niteliğindeki taşınmazın 504 ada 1 sayılı orman parseli içinde bırakıldığını iddia ederek, bu bölümün 2/B niteliğinde olduğunun tesbitine ve davacıların kullanımında bulunduğunun tapu kütüğünün beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine hüküm dairece onanmıştır.
Davacılar vekili bu kez Daire kararının düzeltilmesini istemiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen Ek madde 4 uyarınca yapılan orman sınır noktalarındaki fennî hataların düzeltilmesi işlemine itiraza ve zilyetliğin tesbitine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1940 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1988 yılında yapılıp 21.12.1988 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
2924 sayılı Kanuna göre 1999 yılında yapılıp kesinleşen kadastro çalışmasında Hazine adına tespit edilen beyanlar hanesinde “üzerindeki ev ... .....ve ...kızı ...’a aittir ve aynı şahsın kullanımındadır” şerhi yazılı 1723 parsel sayılı 245 m² yüzölçümündeki taşınmaz 29.03.2011 ilâ 27.04.2011 tarihleri arasında ilân edilen 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesince yapılan çalışmada 326 ada 16 parsel numarasıyla ve 295,49 m² yüzölçümüyle tespit edilmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme dayanak raporu hazırlayan bilirkişilerce, yörede 1940 yılında yapılan ilk orman kadastrosu ile 1988 yılında ilan edilen aplikasyon ve 2/B uygulamalarına ait haritalar ile kadastro pafta örneği ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilmek ve ayrı ayrı gösterilmek suretiyle taşınmazın tahdit ve aplikasyon çalışmalarındaki konumu ayrı ayrı belirlenmemiş; yine mahkemece yöredeki ilk orman tahdidi ve 2/B madde uygulama çalışmalarına ilişkin tutanaklar ve orijinal renkli orman tahdit haritaları
dosyaya getirtilmediği gibi bilirkişilerce hazırlanan raporda da kesinleşen orman ve aplikasyon ile 2/B madde uygulama çalışmaları ile kullanım kadastro paftası yine 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan çalışma arasında uyumsuzluk bulunup bulunmadığı, uyumsuzluk var ise, uyumsuzluğun nedenleri ile 2/B madde uygulaması ile kullanım kadastro ve 3402 sayılı Kanunun 22/2-a çalışmalarının kanun ve yönetmeliklere uygun yapılıp yapılmadığı denetime olanak verecek şekilde açıklanmamış, bundan başka çekişmeli taşınmazı ilgilendiren orman sınır noktaları zeminde tespit edilmemiş, uzman bilirkişiler tarafından zeminde orman sınır noktaları bulunmuşsa dahi bu husus da keşif tutanağına yansıtılmamış, ayrıca orman kadastro tutanakları, orman kadastro tutanaklarının düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası uygulanarak orman kadastro tutanakları da bu yolla desteklenmemiştir. Bunlardan başka, hükme dayanak raporu hazırlayan üç kişilik orman bilirkişi kurul raporu ile aynı taşınmaz hakkında ... 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2001/1180 – 2002/2213 sayılı dosyasına rapor sunan 3 kişilik orman bilirkişi kurul raporu arasındaki çelişkilerde yöntemine uygun ve denetim olanağı verecek şekilde giderilmemiştir. Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama belirtilen bu yönler itibariyle eksik, yetersizdir. Bilirkişilerin yetersiz ve yargı denetimine olanak vermeyen raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, mahkemece öncelikle yörede yapılan bütün orman tahdit, aplikasyon ve varsa 2. madde ile 2/B madde çalışmalarına ilişkin, işe başlama, işi bitirme, çalışma tutanakları ile askı ilân tutanaklarının ve orman tahdit haritaları ile aplikasyon ve 2/B madde haritalarının orjinalinden çekilmiş renkli fotokopi örneklerinin, yine yörede yapılan orman kadastro çalışmalarında kullanılan hava fotoğrafları ile memleket haritalarının orijinal renkli onaylı örnekleri ile kullanım kadastrosu ve 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan çalışmalara ilişkin tutanak, belge ve haritalar ile aynı orman sınır hattı üzerinde benzer iddiayla açılmış derdest veya kesinleşmiş davalar varsa bu dava dosyaları da, ilgili yerlerden temin edilerek dosya arasına konulduktan sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve iki harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler yardımıyla yeniden yapılacak keşifte 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı "Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır" hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin "Teknik İşler" başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 15-20 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ve kullanım kadastro paftası ile 3402 sayılı Kanunun 22-/2-a madde çalışması ile oluşturulan pafta bilgisayar ortamında aynı ölçeğe çevrilerek (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde ve kullanım kadastro paftası ile 3402 sayılı Kanunun 22-/2-a madde çalışması haritalarına göre konumu tapulama paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde ve kullanım kadastro paftası ile 3402 sayılı Kanunun 22-/2-a madde çalışması ile yapılan harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde, yukarıda anılan Yönetmelik ve Teknik
İzahnamede yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, uyumsuzluk varsa doğru hattın hangisi olduğu tereddütsüz bir şekilde belirlenmeli, kullanım kadastrosu veya 3402 sayılı Kanunun 22-/2-a madde çalışmasıyla kesinleşmiş 2/B madde alanlarının değiştirilemeyeceği ve kesinleşmiş 2/B madde alanlarının değişik pafta düzeltme düzeltme işlemleriyle tekrar orman sınırları içine alınamayacağı gibi kesinleşmiş orman sınırları içindeki yerinde pafta düzeltme işleriyle tekrar 2/B madde alanı haline getirilemeyeceği gözetilerek çekişmeli taşınmazın 1988 yılında ilan edilen 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamı içinde olup olmadığı tereddütsüz ve denetime olanak verecek şekilde açıklayacak yine önceki kurul raporu ve Sulh Ceza Mahkemesine rapor sunan kurul raporu ile sunacakları rapor arasında çelişki doğması hâlinde, bu çelişkilerin nedenlerinin de tartışılıp değerlendirecek şekilde rapor alınıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu onandığı anlaşıldığından, davacılar vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin, 16/02/2016 gün ve 2015/5208 - 2016/1751 sayılı onama kararı kaldırılarak, 01/10/2014 gün ve 2011/7-2014/446 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/11/2016 günü oy birliği ile karar verildi.