21. Hukuk Dairesi 2007/4192 E. , 2008/924 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Muğla 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
TARİHİ : 19/07/2006
NUMARASI : 1999/346-2006/312
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde 14.04.1992-01.07.1997 tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı ile davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava nitelikçe davacının davalı işyerinde 14.4.1992-1.7.1997 tarihleri arasında geçen davalı Kuruma bildirilmeyen hizmetlerinin tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının 17.5.1994-1.7.1997 tarihleri arasında davalılar murisi M. S.in işlettiği balık çiftliğinde çalıştığının tespitine, 17.5.1994 tarihinden önceki istemin hak düşürücü süreden, diğer davalı şirkete yönelik davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Davalı M.Su Ürünleri Ltd. Şirketinin bu balık çiftliğini 07.09.1997 tarihli kira sözleşmesi ile Maliyeden kiraladığı anlaşılmakla mahkemece bu şirkete yönelik davanın husumetten reddine karar verilmesi yerindedir.
506 sayılı Yasanın 79/8. maddesinde, yönetmelikle tesbit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalıların çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Somut olayda davacı ile ilgili olarak işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmediği dosya içeriğinden anlaşılmakla beraber davacı 14.04.1992-1.7.1997 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığını ileri sürmüş, çalışma 1.7.1997 tarihinde sona ermiş, çalışmanın geçtiği yılın sonundan itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre dolmadan dava 17.01.1999 tarihinde açılmıştır. Hal böyle olunca davacının tespitini istediği hizmet süresi olan 14.4.1992-17.5.1994 tarihleri arasındaki dönem yönünden 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceği ortadadır
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Somut olayda mahkemece dinlenen tanıkların yukarıda belirlenmiş olduğu şekilde komşu işyerlerinin resmi kayıtlarına geçmiş ve davacı ile aynı dönem çalışmış kişilerden olup olmadıkları araştırılmadan beyanlarına değer verilerek sonuca gidilmiştir.
Yapılacak iş; SSK müfettişinin davalı işyerinde yaptığı inceleme sonucunda 2.12.1997 tarihli raporu hazırlamak için oluşturduğu kayıt inceleme ve ifade tutanakları ile tüm eklerini davalı Kurum’dan istemek, dinlenen tanıkların komşu işyeri kayıtlarına geçen tanıklar olup olmadığını denetlemek için kayıtlarını getirtmek, kayıtlarının bulunmaması halinde davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlar tesbit edilip beyanlarına başvurarak tüm delilleri birlikte değerlendirip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı kurumun ve davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 24.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.