Davacı, 22.03.1985 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve askerlik borçlanmasının geçerli olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı kurum vekilinin tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı 22.03.1985 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve askerlik borçlanmasının geçerli olduğunun tesbitini istemiştir.
Mahkeme, davacının 8.06.2004 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve askerlik borçlanmasının da geçerli olduğunun tesbitine karar vermiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 9.10.1997 tarihinde kurum kayıtlarına intikal eden giriş bildirgesi ile meslek kuruluşu kaydı esas alınmakla birlikte 20.04.1982 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, 1982-1997 tarihleri arasındaki süreye ilişkin prim borcunu 14.10.1997 tarihinde ödeyen ve aynı tarihte yaşlılık aylığı talebinde bulunan davacıya koşulları oluştuğundan 1.11.1997 tarihinden itibaren aylık bağlandığı, ancak 1982-1985 yılları arasında vergi kaydının bulunmadığını 16.10.2001 tarihinde tesbit eden kurumun, davacının sigortalılık başlangıcını oda kaydına göre 22.03.1985 tarihine çekerek 15 yıllık sigortalılık süresi şartının oluşmadığı gerekçesiyle 29.11.2001 tarihinde yaşlılık aylığına iptal ettiği, davacının sigortalılık başlangıcının 20.04.1982 tarihi olarak tesbiti ve kurum işlerinin iptali için Adana 2. İş Mahkemesinde açtığı 2001/53 esas sayılı davanın red edilerek temyiz edilmeksizin kesinleştiği, davadaki istemi ve hükmü göz ardı eden kurumun, kararın gerekçesinde yer alan; oda kaydının esnaf sicil kaydı ile desteklenmesi gerektiğine ilişkin gerekçeyi dikkate alarak davacının sigortalılığını 8.7.1986 tarihinde başlatarak fasılalı olarak kabul ettiği, sonrada bütünüyle iptal ettiği, davacının adına S.Pazar.Odasındaki kaydının 11.6.1971 tarihinden itibaren başlayarak aralıksız devam ettiği, oda kayıtları üzerinde kurumca yapılan inceleme sonucunda tutulan 12.11.1997 tarihli tutanak ile de kaydın teyit edildiği, vergi kaydının 8.7.1986 tarihinde başlayarak aralıklı olarak devam ettiği, P.Esnaf Odasındaki kaydının 27.05.1998-19.9.2002 tarihleri arasında olduğu ve tekrar 14.06.2004 tarihinden başlayarak devam ettiği, esnaf sicil kaydının ise mevcut olmadığı görülmüştür.
Davacının 8.6.2004 tarihinden itibaren başlayan vergi mükellefiyet kaydı, 14.06.2004 tarihinden başlayan meslek kuruluşu kaydı ve 2004 yılının 6. ayından itibaren mevcut olan ödemelerine göre, mahkemece 8.6.2004 tarihinden itibaren Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğunun tesbitine ve sigortalı olduğu dönemde, 27.01.2005 tarihinde askerlik borçlanmasının yerine getirilmiş olması nedeniyle askerlik borçlanmasının geçerli olduğunun kabulüne karar verilmesi doğrudur.
22.03.1985-2.8.2003 tarihleri arasında yürürlükte bulunan 3165 sayılı Yasanın 6. maddesi ile değişik 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi uyarınca Bağ-Kur sigortalılığı için vergi mükellefiyet kaydı, meslek kuruluşu kaydı veya esnaf sicil kayıtlarından birisinin mevcut olması yeterli görülmüştür. Bağ-Kur"a giriş bildirgesinin verildiği tarih olan 9.10.1997 tarihinde 3165 sayılı Yasa ile değişik 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi yürürlükte bulunduğuna göre, davacınında 11.6.1971 tarihinden itibaren başlayarak devam eden oda kaydının mevcut olması nedeniyle 22.03.1985 tarihi itibariyle sigortalı olarak tescilinin yapılması gerektiği açıktır. Öte yandan davacı 14.10.1997 tarihinde geriye yönelik olarak tüm primlerini ödemiş, kurum tarafından da kabul edilerek uzun süre ( 8 yıl) kullanılmış ve davacıya sigortalı olduğu yolunda yıllarca sigortalı olduğu inancı verildikten sonra gerek oda kaydı gerekse prim ödemeleri göz ardı edilerek sigortalılığının tümüyle iptali Sosyal Güvenlik Hukuku İlkeleri ve Medeni Kanunda yer alan iyiniyet kuralları ile de bağdaşmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1997/10-578-758 sayılı Kararında da belirtildiği üzere davacı primlerin alındığı dönemde zorunlu sigortalı kabul edilmelidir. Bu duruma göre, davacının 22.03.1985 tarihinden primlerin tümüyle ödendiği 14.10.1997 tarihine kadar olan 12 yıl 6 ay 22 günlük sürede, bu tarihten sonra iptal edilen yaşlılık aylığı döneminin başladığı gözetilerek, sigortalı kabul edilmesi gerektiği ortadadır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.01.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.