Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1089
Karar No: 2014/2915
Karar Tarihi: 20.02.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/1089 Esas 2014/2915 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2014/1089 E.  ,  2014/2915 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ergani Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 07/02/2012
    NUMARASI : 2009/608-2012/49

    H.. Ç.. ile İ.. Y.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Ergani Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 07.02.2012 gün ve 608/49 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, dava dilekçesinde 210 ada nolu parselin davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, yapılan tespitin kanuna aykırı olduğunu, taşınmazın vekil edeninin dedesi İ.. Ç..’den vekil edeniyle diğer hissedarlara kaldığını, davalıların taşınmazda hiçbir hakkının bulunmadığını, vekil edeniyle diğer hissedarların görüşü alınmaksızın davalılara satıldığını, elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmazın mirasçılardan biri tarafından satılamayacağını, olurlarının alınması gerektiğini, bu taşınmazın İ.. Ç..’in vefatından sonra R.. Ç.. tarafından tüm mirasçılar adına kullandığını, kadastro tespitinden 3-4 yıl önce R.. tarafından davalılara satıldığını, 20 yıllık zilyetliklerinin bulunmadığını açıklayarak dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile dava dilekçesine ekli veraset belgesine göre İ.. Ç.. mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar vekili 12.11.2009 tarihli cevap dilekçesinde, 210 ada sayılı taşınmazın 31.03.1992 tarihinde tapusuz iken vekil edenlerine R.. Ç.. ve A.. Ç.. tarafından 1.000.000.000. TL ( 1milyar) karşılığında satıldığını, kadastro çalışmaları sırasında da vekil edenleri adına tespit ve tescil edildiğini, satıcıların beyanına göre taşınmazların taksim sonucu satanlara düştüğünü, yapılan satışın geçerli olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, “mirasçılar arasındaki uyuşmazlığın fiili taksim veya bağışın söz konusu olup olmadığı noktasında toplandığı, bu yerin mirasçılar R.. ve A.. tarafından davalılara satıldığı, murisin eşi Zülfiye ve diğer kız mirasçılarında bu satıştan haberi olduğu, murisin eşi Z..’nin kendisine ait payı geri almak istemediği, diğer mirasçılarında bu satıştan haberdar oldukları, Z.. tarafından beyan edildiği, Z..’nin payını almak istememesi şeklindeki beyanının bağışlama niteliği taşıdığını, rizai taksim kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, kendi hissesini bağışladıktan sonra tekrar hak iddia etmenin iyi niyet ve dürüstlük kavramlarıyla bağdaşamayacağı, diğer mirasçıların Z.. gibi miras hissesini bağışlamadıkları kabul edilse bile satıştan önceden haberdar olmaları karşısında satışa rıza gösterdikleri dolayısıyla artık taleplerinin satıştan düşen hisselerinin kendilerine ödenmesi ile sınırlı olacağı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunamayacakları…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkemece, her ne kadar yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmadığı gibi gösterilen gerekçe hukuki dayanaktan yoksundur. Dava konusu taşınmazın 23.01.1992 tarihinde yapılan harici satış sözleşmesiyle İ.. Ç..’in mirasçılarından H.. R.. Ç.. ve A.. Ç.. tarafından alıcı - davalılar İ.. Y.. ve C.. Y..’a Bir milyar lira karşılığında haricen satıldığı anlaşılmaktadır. Dosyadaki bilgilere ve veraset belgesine göre davacıların miras bırakanı İ.. Ç.. 12.07.1989 tarihinde ölmüş olup, TMK’nun 701 ve 702.maddeleri gereğince terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabidir. Elbirliği mülkiyetine tabi terekeye dahil bir taşınmazı, bir veya birkaç mirasçının tek başına üçüncü kişilere satması olanaksızdır. Çünkü TMK’nun 702.maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Satış işlemi de bir tasarrufi işlem olduğundan tüm mirasçıların birlikte satış yapmaları gerekir. Mahkemenin dayandığı gerekçe bu yönüyle yerinde değildir. Ne var ki dava sadece mirasçılardan H.. Ç.. tarafından açılmış, ancak, tüm mirasçılar adına iptal ve tescil isteğinde bulunulmuştur. Böyle bir davada taraf teşkilinin yargılama sırasında sağlanması ve dava dışı kalan İ.. Ç.. mirasçılarının ya davacı yanında davada yer almalarının sağlanması ya da dava dışı kalan tüm mirasçıların açılan davaya karşı olurlarının alınması veya İ.. Ç..’in terekesine temsilci atanmak suretiyle aktif dava açma ehliyeti bakımından taraf teşkilinin sağlanması zorunludur. Dosyadaki veraset belgesine göre İ.. Ç.."in mirasçısı H.. dışında dava dışı kalan birçok mirasçı bulunmaktadır. Sadece mirasçılardan R.. Ç.. (K..)’ın açılan davaya olur verdiği saptanmıştır. Aktif dava açma ehliyeti dava koşulu olarak değerlendirildiğinde davada taraf teşkili sağlanamadan davanın yürütülmesine ve işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru değildir.
    Şu halde Mahkemece, aktif dava açma ehliyeti bakımından davada taraf teşkilinin sağlanmadığı gerekçesiyle usulden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek kesin hüküm oluşturulacak biçimde davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
    Davacı H.. vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi