Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/8407
Karar No: 2008/1270
Karar Tarihi: 29.1.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/8407 Esas 2008/1270 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/8407 E.  ,  2008/1270 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Konya Ereğli 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    TARİHİ : 05/03/2007
    NUMARASI : 2004/71-2007/39

    Davacılar, iş kazası sonucu maluliyetlerinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davacılar ie davalılardan N. E. vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
        
    Dava, davacıların iş kazası sonucu beden güç kaybına uğradıkları iddiasına dayalı maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davacıların  sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinin reddine, geçici iş göremezlik nedeniyle  maddi ve manevi  tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Maddi  hukukun bir hakkın birden fazla kişi tarafından kullanılmasını (dava edilmesini) veya birden fazla kişiye karşı kullanılmasını (dava edilmesini) zorunlu kılmış olduğu hallerde bu hak dava konusu yapıldığı zaman o hakla  ilgili birden fazla kişi mecburi (zorunlu) dava arkadaşı durumundadır. Dava arkadaşlığının hangi hallerde mecburi  olduğu maddi hukuka göre belirlenir. (MK, BK, TK vs.).  Diğer   yandan H.U.M.K.’nun 43. maddesi gereğince dava konusu hak ve borcun ortak bir işlem ile birden  çok kişi yararına borç yüklenmiş olması veya davanın birden fazla kişi hakkında aynı sebepten doğmuş bulunması halinde dava açma hakkına sahip olanlar ayrı ayrı dava açabilecekleri gibi birlikte de dava açabilirler.Bu halde davacılar  arasında ihtiyari dava arkadaşlığı vardır.
    Somut olayda her iki davacı 8.10.2001 tarihinde davalı Neer Elmas’a ait inşaatta çalışırken iskelenin çökmesi sonucu yaralanmışlardır.
    Davacılar arasında mecburi ve ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığı gibi her bir davacı yönünden olayın değerlendirilmesi, kusur, maluliyet oranlarının tespiti, maddi zararlarının belirlenmesi ayrı ayrı kriterler esas alınmak suretiyle yapılacağından davacıların davalarının  birlikte yürütülmesi mümkün değildir.
    Mahkemece HUMK’nun 46. maddesi gereğince yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için her iki davanın ayrılmasına karar verilmesi gerekirken birlikte görülecek sonuca  gidilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Öte yandan  506 sayılı Yasa’nın 27. ve müteakip maddelerinde işverenin iş kazasını engeç iki gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilmekle yükümlü olduğu, haber verme kağıdındaki bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında gerekirse Kurumca soruşturma yapılabileceği ve varılan sonucun en geç üç ay içinde ilgililere yazı ile bildirileceği, ilgililerce yetkili mahkemeye başvurularak kurum kararına itiraz olunabileceği, itiraz halinde Kurum kararının ancak mahkeme kararının kesinleşmesiyle kesin hale geleceği bildirilmiştir.
    Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. 506 sayılı Yasanın 19. maddesinde geçici iş göremezlik hali sonunda Kuruma ait veya Kurumun sevk edeceği sağlık tesisleri sağlık kurulları tarafından verilecek raporlarda belirtilen arızalarına göre iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünün en az %10 azalmış bulunduğu Kurumca tesbit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı, 31. maddesinde Kurumun, sigortalıya bağlanacak gelirleri yapılan inceleme ve soruşturmalar sonunda ve gerekli belgelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde tesbit ederek ilgililere yazı ile bildireceği, ilgililerin bağlanan geliri bildiren yazıyı aldıktan sonra bir yıl içinde yetkili mahkemeye başvurarak Kurum kararına itirazda bulunabilecekleri, itirazın reddi hakkındaki mahkeme kararının kesinleşmesiyle Kurum kararının kesinleşmiş olacağı, 109. maddesinde de sigortalıların iş görmezlik hallerinin tesbitinde, Kurum Sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlar da belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, Kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilmesi halinde durumun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karar bağlanacağı bildirilmiştir.                
    Somut olayda iş kazası olduğu iddia  olunan olayın Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilmediği  anlaşılmaktadır.  Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için  öncelikle zararlandırıcı  olayın iş kazası  niteliğinde olup olmadığının tesbiti  ön sorunudur.  iş kazasının  tesbiti  ile ilgili ihtilaf Sosyal Sigortalar Kurumunun hak  alanını  doğrudan  ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir.
    Yapılacak iş; davacıya iş kazasını Sosyal Sigortalar  Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın kurumca iş kazası olarak  kabul edilmemesi halinde  Sosyal  Sigortalar  Kurumu  ve hak  alanını  etkileyeceğinden işveren aleyhine iş kazasının tesbiti davası açması için önel vermek, tesbit davasını bu dava için  bekletici sorun yaparak sonucuna göre  karar vermektir.
    Mahkemece açıklanan doğrultuda işlem yapılmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
    O halde  tarafların bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ :Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 29.1.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi