1. Hukuk Dairesi 2016/2535 E. , 2016/4246 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ile davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, dava dışı ..."tan satın alma yolu ile paydaş olduğu 7, 8 ve 469 parsel sayılı taşınmazları davalıların kullandıklarını ileri sürerek, payına vaki elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, taşınmazların kök muris ..."tan intikal ettiğini ve mirasçılar arasında rızai taksim yapıldığını, dava konusu taşınmazların kullanımının kendilerine bırakıldığını, payını davacıya devreden ..."ın ise dava dışı taşınmazları kullandığını, satıştan haberdar olmadıkları gibi, davacının kullanımına engel olmalarının da sözkonusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ... yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın kabulüne dair verilen kararın, davalılar vekili tarafından temyizi üzerine, Dairece; ""...Mahkeme kararlarının gerekçesi ve hüküm fıkrasının bir bütün olup, gerekçe ile hüküm sonucu arasında açık bir çelişkinin bulunmamasının asıl olduğu, eldeki davada ise, gerekçeli kararın delillerin tartışılması ve verilen kararın hangi nedenlerle kabul edildiğinin değerlendirilmesine ilişkin bölümünde, 8 parsele ilişkin olarak davalılar ..."nin taşınmazın tamamında tasarrufta bulunduğu belirtilmiş olmasına karşın, hüküm bölümünde 8 parsel bakımından davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olduğunun görüldüğü, değinilen bu durumun açıklanan ilke ve esaslar ile yasa hükümlerine aykırı olduğu, öte yandan kabule göre de; hakkındaki davanın reddine karar verilen davalı ..."nin yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretinden sorumlu tutulmuş olmasının da isabetsiz olduğu"" gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; tarla vasıflı çekişmeye konu taşınmazlardan 7 nolu parselin davacı, davalı ... ve dava dışı kişiler adına, 469 nolu parselin davacı, davalı ... ve ..."ın oğlu olan ... adına, 8 nolu parselin ise davacı ile davalılar adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı ... bakımından elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, çekişmeye konu 7 ve 469 parseller bakımından davalı ... hakkında davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekili ile davalılar vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değidir. Reddine.
Taraf vekillerinin öteki temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere; Mahkemece verilen kararı, davanın taraflarından yalnızca biri temyiz ederse, Yargıtay, temyiz edilen hükmü, temyiz eden tarafın aleyhinekural olarak bozamaz. Buna aleyhe bozma yasağı denir.
Taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay"ın verdiği bozma kararına uyan mahkemede artık temyiz eden tarafın, önceki karara nazaran daha aleyhine olan bir hüküm veremez. Buna da aleyhe hüküm verme yasağı denir.
Somut olaya gelince; Mahkemece ilk verilen kararda, 8 nolu parsel bakımdan davalı ... hakkında açılan davanın reddine karar verildiği ve verilen ilk kararı sadece davalı taraf temyiz ettiği halde, kazanılmış hak olgusu ve aleyhe hüküm verme yasağı gözardı edilerek davalı ... bakımından 8 nolu parselle ilgili davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan; yargılama sırasında davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiği ve dava kısmen kabul edildiği halde, davacı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru olmadığı gibi, yargılama sırasında vekille temsil edilen davalılar yararına reddedilen kısım üzerinden vekalet ücreti hükmedilmemiş olması da doğru değildir.
Davacı vekili ile davalılar vekilinin temyiz itirazları değinilen yönler itibariyle yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.