3. Hukuk Dairesi 2016/5628 E. , 2017/7755 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 23.05.2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; açık duruşmaya başlandı ve taraflardan kimsenin gelmediği anlaşılmakla işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; tarafların 2009 yılında evlendiklerini, davacının babası tarafından, tarafların ayrılması durumunda, kızına verdiği çeyiz eşyalarının dökümünü gösteren çeyiz senedi düzenlendiğini, evliliğin 2 yılından sonra davalının eşine şiddet uyguladığını, hakaret ve ölümle tehdit ettiğini, davacının babasının polis aracılığıyla kızını alarak evine getirdiğini, davacının eşyalarını müşterek evde bırakmak zorunda kaldığını, bu nedenlerle dava dilekçesinde kalemler halinde belirtilen çeyiz eşyaları ile ziynet eşyalarının bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; dava konusu eşya ve ziynetlerin davalı tarafından alınmadığı gibi müşterek haneye de getirilmediğini, davalıya çeyiz senedinin zorla imzalattırıldığını, tarafların 2 yıl boyunca davalının ailesinin evinde yaşadıklarını, iki yılın ardından ayrı eve çıktıklarında tüm ev eşyalarını davalının aldığını, aynı durumun ziynet eşyaları içinde geçerli olduğunu, düğünde erkek tarafından 8 adet bilezik, 1 yüzük, 1 adet saat takıldığını, bunların CD ve fotoğraflarda görüldüğünü, davacının evden ayrılırken ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı tarafın çeyiz senedinde yazılı eşyaları getirdiği, aksinin davalı tarafça ispatlanamadığı, olağan olanın bu tür ziynetlerin ya kadının üzerinde olması ya da evde saklanması ve muhafaza edilmesi olduğu, ayrıca ziynet eşyalarının kolayca saklanabilinen, taşınabilinen ve götürülebilinen türden eşyalar olduğu, bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesinin, gizlemesinin herzaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken yanında götürmesinin de mümkün olabileceği, davacı tarafın ziynetlerin evi terkederken elinden zorla alındığını, götürmesine engel olunduğunu ve evde
kaldığını ispatla yükümlü olduğu, davacının evi polis nezaretinde terk ettiği, ziynet eşyalarının daha önce davalı tarafça alındığı ya da bozdurulduğunun davacı tarafça iddia edilmediği gerekçesiyle dava konusu çeyiz eşyalarına ilişkin talebin kısmen kabulüne, ziynet eşyalarının ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2) 6100 sayılı HMK’nın 201. maddesi hükmü uyarınca; senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin tanıkla ispatı mümkün olmayıp ancak aynı kuvvette bir belge ile kanıtlanması gerekir.
Somut olayda, davacı taraf taleplerini çeyiz senedine dayandırmış olup, davalıda bu belgeyi teslim alan sıfatıyla imzalayıp, geçimsizlik olursa bunların bedelini ödeyeceğini kabul ettiğini belirtmiştir. Davalının imzaya ilişkin itirazı söz konusu olmadığı gibi, çeyiz senedinin iptaline ilişkin mahkemece verilmiş bir iptal kararı da bulunmamaktadır.
O halde, çeyiz senedinde yazılı çeyiz ve ziynet eşyalarının davalıya teslim edildiği hususu tarafları bağlamakta olup, bu durumda davalı çeyiz ve ziynet eşyalarını davacıya geri verdiğini kanıtlaması gerekir. Oysa davalı, senette yazıldığı gibi, çeyiz ve ziynet eşyalarını davacıya teslim ettiğini yazılı bir belge ile kanıtlayamamıştır. Davalı taraf çeyiz senedinde yazılı eşyaların hiçbir zaman alınmadığını, müşterek haneye getirilmediğini belirtmiş, davacıya düğünde 8 adet bilezik, 1 yüzük, 1 adet saat takıldığını, bunlarıda davacının giderken götürdüğünü beyan etmiştir. Davalı senette yazılı ziynet eşyalarını davacıya teslim ettiğini ispatlayamamış, aksine bunların hiç alınmadığını, davacıya sadece düğünde takılan ziynetlerin neler olduğunu belirtmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; çeyiz senedinde yazılı ziynetlerden, davacıya düğünde takılan ziynetlerin çıkarılması sonucu bulunacak miktara hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davacı tarafın ziynet eşyalarına ilişkin talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın tüm, davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/05/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.