Davacı davalılardan işverenlere ait işyerlerinde 1.9.2000-1.8.2005 tarihleri arasında sigortalı olarak çalıştığının tesbitiyle, işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum, O.İnş. San. Tic. A.Ş. ve A.Org. San. Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Kararın tüzel kişi olan davalılardan O.İnş.San.ve Tic.A.Ş’ne ve A. Org. San. Tic.Ltd.Şti’ne tebliği 7201 sayılı Tebligat Kanununun 12.maddesine aykırıdır,bu nedenle de aynı kanunun 32. maddesine göre davalıların beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi sayılacağından davalıların temyizinin yasal süre içinde yapıldığı kabul edilerek temyiz incelemesine geçildi.
2-Dava,01.09.2000-01.08.2005 tarihleri arasında davalı işyerlerinde kesintisiz işçi olarak çalıştığının ve işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile davacının davalı şirketler nezdinde 01.09.2000-01.08.2005 tarihleri arasında sigortaya bildirilen çalışmaları dışında sigortasız olarak toplam 828 gün brüt 2.850YTL ücretle çalıştığının tesbitine ve bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddesi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda dinlenen tanıkların yukarıda belirlenmiş şekilde resmi kayıtlara geçmiş ve davacı ile aynı dönem çalışmış kişilerden olduğu söylenemez.Davalı işyerlerinin kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı araştırılmamış, dönem bordroları da getirtilmemiştir.Öte yandan davacının 15.04.2003 tarihli işe giriş bildirgesi ile dava dışı F.Ö.unvanlı işyerinde çalıştığı da göz önünde tutulmamıştır.
Yapılacak iş; davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınarak,davalı işyerlerinin kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığını araştırmak,dönem bordrolarını getirterek davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlarına geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına, resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tesbit edip beyanlarına başvurmak, dava dışı F.Ö. unvanlı işyerindeki çalışmaları da dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına temyiz harcının istek halinde davalı işverenlere iadesine, 31.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.