11. Hukuk Dairesi 2015/10991 E. , 2016/5936 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ....Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/04/2015 tarih ve 2013/160-2015/77 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin yayınevlerinin haklarını koruyan ve onlar adına kanuni takip yapabilen bir kuruluş olduğunu, davalının sahibi olduğu 3 adet işyerinde müvekkili meslek birliğine üye yayınevlerine ait kitapların izinsiz olarak fotokopi yoluyla çoğaltımının yapıldığından bahisle ... Cumhuriyet Başsavcılığı"na şikayette bulunduklarını, davalıya ait işyerinde fotokopi ile çoğaltılmış nüshaların tespit edildiğini, bunun üzerine kamu davası açıldığını, davalı tarafın müvekkili yayınevlerinin FSEK m.22"de düzenlenmiş çoğaltma, m.23"de düzenlenmiş yayma hakkını ihlal ettiğini, söz konusu kitapların okutulduğu fakültelerde öğrenci sayısının otuz binlere vardığını, emsal çoğaltma hesabının buna göre yapılması gerektiğini iddia ederek, davalının tecavüzünün önlenmesine, FSEK m.68 gereği 3 kat olarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL telif tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, .... Asliye Ceza Mahkemesinde davalar açıldığı, davalı tarafın söz konusu kitapları izinsiz olarak çoğaltıp, sattığının tespit edildiği, bilirkişi raporunda davalı bilgisayarında yapılan incelemede 398 adet ... üyesi olan yayınevine ait kitabın bulunduğunun tespit edildiği, davalının işyerinde yapılan aramalarda, basılı halde eserler de bulunduğu, eserleri satmak amacıyla çoğalttığı, ceza yargılaması kapsamında yapılan tespitlerden ve ticari faaliyetinden de net olarak anlaşıldığı, davacının hak sahibi olduğu eserlere ilişkin izinsiz fotokopi yoluyla çoğaltım ve yayım yapılarak eser sahiplerinin FSEK m.22 ve 23 kapsamındaki çoğaltma ve yayma haklanın ihlal edildiği gerekçesiyle, bilirkişilerce hesaplanan davacı yanın, davalıdan talep edebileceği 23.545 TL rayiç bedelin somut olayın özelliği tecavüzün kapsamı, davalı yanın mükerrer fiilleri ve kusur durumları da değerlendirilerek 3 katı tutarı olan 70.635,00 TL"nin 13.03.2013 tarihinden itibaren yürütülecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve davalının dava konusu eserler yönünden muhtemel tecavüzününde men"ine karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3.618,82 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 30/05/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Mahkemece, mali hakları kullanma yetkisine sahip olan davacının ilim ve edebiyat eseri niteliğindeki kitaplar üzerindeki çoğaltma haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle talep gibi aynı kanunun 68.maddesi uyarınca üç kat telif tazminatına hükmedilmiştir.
5846 sayılı Kanunun 68.maddesinin 1. Fıkrasında eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, “bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlası” nın hak sahiplerince istenebileceği belirtilmiş olup, aynı kanunun 66/3 fıkrası gereğince mahkeme, mali haklara tecavüz halinde, “tecavüzün şümulünü, kusurun olup olmadığını, varsa ağırlığını” takdir etmek durumundadır.
Bu yasal düzenlemelere göre; dava konusu olayda talep edilebilecek “en çok üç kat fazla” tazminatın miktarını, tecavüzün şümulüne ve kusurun ağırlığına göre belirleme yetkisinin mahkeme hâkimine ait olduğu, dâva tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Mülga BK’nun 43/1 (6098 s.TBK.m.51/1) maddesinin de bu yetkiyi desteklediği ve her somut olayda tartışılması ve değerlendirmesi gerektiği, mahkemenin bu hususları tartışmadan doğrudan belirlenen rayiç bedelin üç katına hükmetmesinin isabetsiz olduğu, Anayasa Mahkemesinin konu ile ilgili 28.2.2013 gün 2012/133 Esas 2013/33 sayılı kararında yer verilen -maddedeki “üç katı” ibaresi ile- “hak sahiplerinin dava yoluyla isteyebileceği bedele üst sınır getirildiği, hâkimin taleple bağlı olduğuna dair veya takdir yetkisine ilişkin olumsuz bir düzenleme içermediği, bu sınır içerisinde kalmak şartıyla hâkimin dosya içeriği ve talebi de gözeterek takdir yetkisi kullanacağının açık olduğu ve her dava konusu olayda tartışılması ve değerlendirmesi gerektiği” şeklindeki gerekçenin de muhalefet görüşümüz doğrultusunda bulunduğu ve bu nedenle de yerel mahkeme hükmünün Dairemizin iki nolu bozma sebebine ilave olarak bu gerekçe ile de bozulması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyoruz.