1. Hukuk Dairesi 2015/2526 E. , 2016/4354 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı, kayden paydaşı olduğu 203 ada 2 parsel sayılı taşınmaza davalının orman emvallerini depolamak suretiyle müdahale ettiğini, gönderilen ihtara rağmen müdahalenin sonlandırılmadığını ileri sürerek, 29.09.2005 tarihinden itibaren 10.000-TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, zamanaşımı itirazında bulunarak, taşınmazda paydaş olup intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini, davacının taşınmazda kullanabileceği alan olduğunu, ecrimsil şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece; “...somut olaya gelince; yukarıdaki ilkeler uyarınca fiili kullanma biçiminin veya harici bir taksimin varlığı söz konusu değildir. Nitekim, bu husus Mahkemenin de kabulündedir. Ne var ki; yapılan araştırmanın hükme yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur. Zira mahallinde yapılan keşif neticesinde kadastro fen memuru krokili raporunda sadece taşınmazın üzerinde ağaç ve kerestelerin depolandığı tespitinde bulunmuştur. Bu nedenle rapor hüküm kurmaya elverişli olmayacak derecede yetersizdir. Hal böyle olunca, mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle yeniden keşif yapılmak suretiyle davalı şirketin kullandığı alan sağlıklı bir şekilde saptanarak, mevcut kullanım durumu ve davacının kullanabileceği bir alan olup olmadığı, intifadan (yararlanmadan) men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilmek suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 203 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davacının 12/112 ve davalı şirketin 100/112 oranda paydaş oldukları, davalı şirketin çekişmeli taşınmazı ağaç ve kerestelerini depolamak suretiyle kullandığı, davacının kullandığı bir bölümün bulunmadığı, davacının davalı şirkete 09.11.2006 keşide tarihli ihtar göndererek taşınmazı boşaltmasını ve ecrimisil istediği, davalı şirketin ise 20.11.2006 keşide tarihli ihtara cevap ile çekişmeli taşınmazda davacının payına isabet eden 456 m2 lik bölümünün boş olduğunu bildirdiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; bozmadan sonra 16.05.2014 tarihinde yapılan keşifte hakim gözlemi, “...dava konusu taşınmazın tek bir girişinin olduğu, buranın da davalı şirket tarafından kullanıldığı, davalı şirket tarafından dava konusu taşınmazın kereste deposu olarak kullanıldığı, taşınmaz üzerinde yer yer kerestelerin istiflendiği, kerestelerin haricinde bulunan kısmın iş makinaları için yol olarak kullanıldığı, zeminin çakıl ile kaplı olduğu, bu nedenle herhangi bir tarımsal faaliyetin yapılmasının mümkün olmadığı, taşınmaz üzerinde davalı şirkete ait tomrukların olduğu, taşınmaz üzerinde küçük bir alanın boş bırakıldığı ancak bu alanın etrafının da davalı şirkete ait eşyalarla kapatıldığı, zemininin çakıllarla kaplı olduğu, üzerinde herhangi bir faaliyet yapmanın mümkün olmadığı...” şeklinde tutanağa geçirilmiştir.
Bu durumda fiili kullanma biçiminin oluştuğundan söz edilemeyeceği gibi, davacının kullanabileceği bir bölümün olduğu da söylenemez.
Öte yandan; 2006 tarihinde gönderilen ihtarname ile intifadan men olgusu gerçekleşmiştir.
Hâl böyle olunca; istek tarihleri de gözetilerek belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.