Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5847
Karar No: 2016/3067

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/5847 Esas 2016/3067 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/5847 E.  ,  2016/3067 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ..., ... ve ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri ... ili, ... ilçesi, ... beldesi, ... mevkiinde bulunan P1 parsel sayılı taşınmazın 25.08.2006 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu sırasında taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğuna karar verilerek orman sınırı dışında bırakıldığını ve halen tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetilği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabul - kısmen reddine, fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 04/04/2014 havale tarihli rapora ekli krokide ..., ..., ... mahallesinde bulunan, (A) harfi ile gösterilen 9122,72 m2 ve (B) harfi ile gösterilen 3666,09 m2 kısımların davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ..., ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 25/08/2006 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, fen bilirkişileri tarafından düzenlenen 04/04/2014 tarihli rapora göre dava konusu taşınmazın (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin orman sınırları dışında kalan yerlerden oldukları ve zilyetlik yolu ile kazanım şartlarının davacı lehine gerçekleştiği kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, özellikle keşif sonucu orman ve fen bilirkişiler tarafından resmî belgelere dayalı olarak düzenlenen bilirkişi raporu ve paftasındaki konumuna ve değerlendirildiğinde dört tarafının orman parselleri ile çevrili olup, orman içi açıklık durumunda olduğu anlaşılmaktadır.
6831 sayılı Kanunun 17. maddesindeki düzenlemeyle kanun koyucu orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın orman tahdit sınırı dışında bırakılması bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır.
Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [YHGK’nın 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları Anayasa Mahkemesinin 01/06/1988 gün ve 31/13 E.K.; 14/03/1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca; bu tür yerler kanun gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına kanunî olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarla ormandan toprak kazanımından söz edilemez.
Mahkemece, değinilen yönler gözetilerek davanın reddi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kısmen kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar ..., ... ve ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 10/03/2016 günü oy çokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Temyiz incelemesine konu dava, davacının ... ili, ... ilçesi, ... ... ... mevkiinde bulunan zeytinliğin davacı adına tesciline ilişkindir.
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulüyle dava konusu taşınmazın orman tahdidi dışında kalan, memleket haritası ve hava fotoğraflarında açık olan ve olağanüstü zilyetlikle kazanma şartlarının oluştuğu (A) ve (B) harfli bölümlerinin davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Sayın çoğunluğun dava konusu parsellerinin tümünün orman içi açıklık olduğu gerekçesiyle davanın reddinin gerektiği yönündeki bozma görüşüne katılamıyorum. Zira mahkemece dava konusu taşınmazın durum ve konumu, yapılan keşif, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ve bilirkişi raporları incelenerek değerlendirilmiş ve dava konusu taşınmazın 1956 tarihli hava fotoğrafında, 1960 yılı memleket haritasında açık alanda, amenajman haritalarında ziraat rumuzlu alanda olduğu belirlenmiş, davacıların atalarından beri 50-60 yıldır kullanılan kadim kültür arazisi olduğu tespit olunmuştur.
Ormanlık alanlarının belirlenmesi ve sınırlandırılması görevi yasayla orman kadastro komisyonlarına verilmiştir. Orman kadastro komisyonları tarafından orman sınırlandırması yapılırken orman içi açıklık alanların da orman içine alındığı bilinen bir durumdur. Dava konusu taşınmazın bulunduğu mevkide, 169 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından 1997 yılında yapılan orman kadastrosunda, dava konusu yer, davacının murisi .... tarafından kadimden itibaren zeytinlik olarak kullanılan orman içi tarım arazisi olduğu ve Orman Kanununun 1. maddesi uyarınca orman olmadığı gerekçesiyle 1 nolu iç parsel olarak tahdit dışında bırakılmıştır. Komisyonun kadim tarım arazisi ve zeytinlik olarak belirlediği, eğimi de yüzde 12’den düşük olan bir yerin zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğunu ileri sürmek usûl ve kanuna uygun değildir. Kaldı ki, ... ... tahdide yönelik herhangi bir davası da bulunmamaktadır.
Yerel mahkemece kişi adına tescil kararı verilen kısımların orman örtüsü ve orman toprağı olmayıp ziraat arazisinde oldukları, uzun yıllardır tarım yapılan ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi oldukları, bilirkişilerin raporları ve tüm dosya kapsamından ortaya çıkmaktadır. Orman arazisi içerisinde ancak kültür arazisi olmayan açıklıklar orman içi açıklıktır. 6831 sayılı Orman Kanununun uygulanmasını göstermek amacıyla çıkarılan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 26. maddesinde Devlet ormanı olarak sınırlandırılacak yerler belirlenirken (a) bendinde orman içi açıklık tanımlanmıştır. Buna göre, orman içindeki kültür arazileri dışında, 6831 sayılı Kanunun 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıklar, orman içi açıklık olarak nitelenmiş ve bir yerin orman içi açıklık sayılabilmesi için kültür arazisi olmaması ön koşul olarak konulmuştur.
Türk Medeni Kanununun olağanüstü zamanaşımını düzenleyen 713. maddesinin birinci fıkrası uyarınca tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. Aynı maddenin beşinci fıkrasının son cümlesi uyarınca mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur.
Bilindiği üzere ülkemiz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince mülkiyet hakkını ihlâlden sık sık mahkûm olmaktadır. Anayasanın 90. maddesinin son fıkrası uyarınca temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletler arası anlaşmalarla, kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletler arası anlaşma hükümlerinin esas alınması gerekir. Bu bağlamda uygulamakla yükümlü olduğumuz AİHS’nin 1 nolu Protokolünün 1. maddesine göre “Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir.” Bu ilke gözetilmeksizin, yönetmelikteki sınırlandırmaya da bakılmaksızın 17/2. maddede belirtilen orman içi açıklığın kişilerin kadim tarım arazilerini kapsayacak şekilde geniş olarak yorumlanması, evrensel hukuk ilkelerine uygun değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, bir bütün halinde kadimden beri orman olmadığı anlaşılan bu yerlerin, orman içi açıklık haline geldiğinin kabulü mülkiyet hakkının özüne dokunur niteliktedir.
İncelenen dosya kapsamı, kararın dayandığı gerekçe, yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma neticesi, mahkemece verilen kararın ONANMASI gerektiği kanaatinde olduğumdan, hükmün BOZULMASI şeklindeki sayın çoğunluğun düşüncesine katılmıyorum.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi