Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 07.08.2000-22.06.2005 tarihleri arasında asgari ücretle geçen sigortalı çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 07.08.2000-22.06.2005 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü ile davacının davalı apartman yöneticiliği emrinde 30.07.2003¬22.06.2005 tarihleri arasında kapıcı olarak asgari ücretle çalıştığının tesbitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 79. maddcsi bu tip hizmet tesbiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa ışyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ilc çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Somut olayda;işe giriş bildirgesinin verilmediği, davalı işyerine ait işyeri tescil kaydının bulunmadığı, dinlenen tanıkların beyanlarının davacının çalışmasının konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında hüküm kurmaya elverişli olmadığı.kapıcılık hizmetinin davacı tarafından mı eşi tarafından mı yapıldığının açıklığa kavuşturulmadığı,davacının eşinin 07.01.2004 tarihinde SSK"dan emekli olduğunun beyan edildiği,davalı işyerine ait karar defterinde kapıcı çalıştırıldığına ilişkin karar bulunmadığı, temizlik işlerinde kullanılmak üzere yönetime kapıcı dairesinin kiraya verilmesi yetkisinin verildiği,davacının hizmet başlangıç vc bitiş tarihlerinin kira kontratına ve taraflar arasındaki darp olayına göre belirlendiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş: dava konusu çalışmanın kapıcılık hizmeti olduğu göz önünde bulundurularak, davacının eşinin SSK ve Bağ-Kur kayıtları getirtilmeli,çalışma süreleri ve emeklilik tarihi dikkate alınarak kapıcılık hizmetinin fiilen kim tarafından yerine getirildiği irdelenmeli,soruşturma genişletilerek yeniden davalı apartmanda uzun süre ikamet edenler, komşu apartmanda uzun yıllar oturanlar veya komşu yada yakın yerlerde çalışanlar dinlenerek çalışma olgusu,başlangıç ve bitiş tarihleri hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı işverene iadesine, 07.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.