20. Hukuk Dairesi 2015/4646 E. , 2016/3080 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2008 yılında yapılan kadastro sırasında ... köyü, 103 ada 478 parsel sayılı 5472,70 m² yüzölçümündeki taşınmaz, narenciye bahçesi niteliğiyle davalı adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşlık, kayalık ve çalılık nitelikli yerlerden olduğunu, zilyedlik koşullarının oluşmadığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi üzerine yerel mahkeme hükmü .... Hukuk Dairesinin 09/01/2014 tarih ve 2013/8771 E. - 2014/226 K. sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilâmında özetle; “Mahkemece, taşınmazın imar ve ihya edilerek doğal yapısının bozulduğu, 1987 tarihli hava fotoğrafı ve bu fotoğraflardan üretilen 1990 tarihli memleket haritasında halen çalılık olarak görüldüğü, bu nedenle, tesbit tarihine kadar ...yıllık zilyedlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hükme esas alınan ziraat bilirkişisi ve jeolog bilirkişi raporunda taşınmazın bir bölümünde en az 22 yıldır tarım yapıldığı ve kadim tarım arazisi olduğu belirtilmiş, keşif sırasında dinlenen yerel bilirkişi ve davalı tanıkları da aynı şekilde taşınmazın öncesinde keletelere ekin ekilerek ve harnup ile zeytinler toplanarak kullanılıyorken, 1980’li yıllarda imar sonucu üzerine kayısı, limon ve zeytin fidanları dikildiğini bildirmişlerdir. Orman bilirkişisi, çekişmeli yerin orman sayılmayan yerlerden olduğunu açıklamış, ancak; raporuna 1987 tarihli hava fotoğrafını eklememiştir. Bu nedenle, ...yıllık zilyedlik süresinin hesaplanmasında 1987 tarihli hava fotoğrafı başlangıç olarak esas alınacağından orman bilirkişisi raporu denetlenemediği gibi, mahkemece, çevre parsel tutanakları ve dayanakları getirtilmemiş, 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı ve bayiileri yönünden tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözönünde bulundurularak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenmemiştir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulamaz.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile; ... ili, ... ilçesi, ... köyü, ... mevkii 103 ada 478 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile fen bilirkişisi ..."nun 03/06/2014 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 3400.42 m2 alanın aynı ada parsel numarası üzerinden tescil maliki davalı ......, (B) harfi ile gösterilen 2072.28 m2 alanın ise ana taşınmazdan ifrazı ile aynı ada son parsel numarası üzerinden davacı ... adına kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekilince redde konu (A) harfi ile gösterilen bölüme yönelik temyiz edilmiştir.
Dava, tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 10/03/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.