10. Hukuk Dairesi 2017/3816 E. , 2017/7720 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyarak ilamda belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacılar murisi ... nın 15.09.1994-15.06.2007 döneminde hizmet akdine dayalı olarak ara vermeksizin çalıştığı ve ilgili sürelerin Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespiti istemli olarak 07.12.2010 tarihinde açılan işbu davada mahkemece, davalı iş yerinde 01.01.2001-05.10.2005 tarihleri arasında 1714 gün, 02.11.2005-07.04.2006 tarihleri arasında 155 gün, 08.04.2006-31.05.2007 tarihleri arasında 413 gün cari prime esas asgari kazanç tutarı ile davalı iş veren Milli Eğitim Bakanlığı"na ait iş yerinde hizmet sürelerinin ait oldukları tarihlerde geçerli olan aylık asgari ücret üzerinden iş sözleşmesine dayalı olarak çalıştığının tespitine karar verilerek istem kısmen hüküm altına alınmıştır.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Prim Belgeleri” başlığını taşıyan 79. maddesinin onuncu fıkrasında, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak (5) yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının göz önünde bulundurulacağı açıklanmış olup, anlaşılacağı üzere, çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Fıkrada öngörülen hak düşürücü süre uygulamasında, hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak (5) yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir.
Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında Dairemizin 11.06.2014 tarih 2014/6970 Esas sayılı bozmasındaki bozma sebepleri de dikkate alınarak 15.09.1994-15.09.1999 dönemine ilişkin, davacılar murisinin hizmetlerini bildirir işe giriş bildirgesi ya da dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerden herhangi birinin davalı Kuruma verilmediği ve davacılar murisinin çalışmalarının Kurum tarafından tespit de edilmediği mahkemece anlaşılmış, anılan döneme ilişkin istemin hak düşürücü süreye uğradığı gözetilerek karar verilmiştir. Ancak davacılar murisinin sigorta hizmet cetvelindeki 1065383.42 nolu işyerinden tam olarak bildirilen 06.10.2005-01.11.2005 ve 08.04.2006-25.05.2006 tarihleri arasındaki sürelerin dışlanması gerektiği hususu göz ardı edilerek, 01.01.2001-05.10.2005 tarihleri arasında 1714 gün, 02.11.2005-07.04.2006 tarihleri arasında 155 gün, 08.04.2006-31.05.2007 tarihleri arasında 413 gün şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu konunun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Hüküm fıkrasındaki, "08.04.2006-31.05.2007 tarihleri arasında 413 gün” cümlesi silinerek yerine "26.05.2006-31.05.2007 tarihleri arasında 366 gün ” cümlesi yazılarak, kararın bu şekliyle DÜZELTEREK ONANMASINA, 09.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.