1. Hukuk Dairesi 2014/10979 E. , 2016/4435 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 12.04.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ..... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... T..gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ..."nın tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 597 parsel sayılı taşınmazın intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, davalının başkası ile gayrimeşru yaşadığını ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, taşınmazın devrine ilişkin resmi işlemin iptalini gerektirecek bir neden olmadığını, davacının taşınmazı kendi rızası ile verdiğini, iddiaların yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının davacıyı başkası ile aldatmış olmasının tapu iptal ve tescil için geçerli neden olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının, maliki olduğu tarla niteliğindeki 3009 m² yüzölçümlü 597 parsel sayılı taşınmazın intifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini 5.3.2008 tarihli resmi akit ile davalıya satış suretiyle temlik ettiği, davalının, davacının ikinci eşi olduğu, davacı ile davalının 30.03.2007 tarihinde evlenip 7.4.2014 tarihinde kesinleşen mahkeme ilamı ile boşandıkları anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı HMK"nın 119/g maddesine göre davacı, dava dilekçesinde dayandığı hukuki sebepleri belirtmelidir. Yine 1086 sayılı HUMK"un 74. ve 76. maddeleri hükümlerine paralel düzenlemeler getiren 6100 sayılı HMK"nın 26. ve 33. maddelerine göre; olayları bildirmek ve ileri sürmek taraflara, bu kapsamda nitelemeyi yapmak ve belirlenecek hukuki nitelendirme ile ilgili olarak uygulanacak kanun hükümlerini belirlemek hâkime aittir.
Öte yandan; 6100 sayılı HMK"nın 31. maddesi ile “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir” şeklinde düzenleme getirilmiştir
Ne var ki; davacının dava dilekçesinde dayandığı hukuki sebep anlaşılamadığı gibi mahkemece hukuki nitelendirme yapılmaksızın karar verilmiştir.
Hâl böyle olunca; mahkemece, öncelikle yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca davacıdan davadaki talep sonucuna göre dayandığı hukuki sebebin açıklattırılması, davada dayanılan hukuki neden veya nedenlere göre iddiaların önem sırasıyla incelenmesi, toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, dava dilekçesi açıklattırılmaksızın ve hukuki niteleme yapılmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedendenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.