11. Hukuk Dairesi 2015/10793 E. , 2016/6023 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ........ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2015
NUMARASI : 2014/305-2015/167
Taraflar arasında görülen davada ....... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 01/04/2015 tarih ve 2014/305-2015/167 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 21.242 TL"nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK"nın 3156 sayılı Kanun"la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ..... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin M...... İli, T...... İlçesi, A...... Köyü, 171 ada 4 no"lu parselde kiraz üretmekte olup, davalılardan ........ aracılığı ile diğer davalı acentesinden 1302664 poliçe no"lu, 20/02/2011 başlangıç tarihli poliçe ile ürünlerini 8.167,50 TL bedelle davalılara sigortalattığını, müvekkiline ait kiraz bahçesinin doludan etkilenerek zarar gördüğünü, müvekkilinin bahçesinin doludan zarar gördüğünü bildirmesi üzerine davalı ....... tarafından eksper gönderildiğini ve 26/5/2011 tarihli raporda tomurcukta don olayı nedeniyle karşılanacak zararın bulunmadığı değerlendirme ile zararın giderilmediğini, bunun üzerine müvekkilinin delil tespiti yaptırdığını ve alınan tespit raporu ile zararın 8.759,00 TL olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, dolu nedeniyle meydana gelen 8.759,00 TL"lik zarardan, davalıların poliçe limiti olan 8.167,50 TL ile sorumlu olduğu nazara alınarak anılan miktar ile delil tespiti için yapılan yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...... vekili, davacınını müvekkiline yapığı bir hasar ihbarı bulunmayıp, sadece 18/5/2011 tarihli verim tespit talebi olduğunu ve yapılan incelemede ağaçlar üzerinde meyve bulunmadığı, tomurcuklanma döneminde iken meydana gelen dondan dolayı meyve oluşmadığının tespit edilmesi üzerine teminat henüz başlamadan ürün yok olduğundan poliçesi başlangıçtan itibaren iptal edilerek tüm primin sigortalıya iade edildiğini ayrıca, verim tespit işleminin gerçekleştirildiği tarihte alınan görüntü kayıtlarından da açıkça görüleceği üzere çiçeklenme dönemi sona ermediği, meyve tutumu da yeni yeni gerçekleşmeye başladığından çiçek döneminde bir dolu yağışı olsa bile bunun teminat dışında olduğunu, arazinin bulunduğu rakımın yaklaşık 1.400 m. olup, burada kirazda çiçeklenme döneminin Mayıs ayının ortasına denk geldiğini ve bu nedenle dolu yağışı olsa da hasar oluşmasınını söz konusu olmadığını, aynı dönemde 12-15 Mayıs tarihlerinde yüksek kesimlerde don hasarı yaşandığı da dikkate alındığında verimi etkileyen asıl hasarın tomurcuk döneminde yaşandığının ortada olduğunu, yokluklarında alınana, bilimsel veriler içermeyen, itiraz ettikleri tespit raporunu da kabul etmediklerini yine, anılan bölgede tazminat ödemesi yapılan dolu zararlarının oluştuğu tarihin 12/06/2011 olup, verim tespiti istenen tarihten yaklaşık 1 ay sonra olduğunu savunarak, davanın reddini, tazminat hesabı yapılması halinde ise, sigortalının poliçesinin tamamen iptal edildiği ve prim alınmadığı nazara alınarak sigortalının prim borcunun tazminattan düşülmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı .....Sigorta vekili, ..... Sigortaları Kanunu"nun 14. m. gereğince sigorta şirketlerinin, tarım üreticileri ile tarım sigortaları sözleşmelerini kendi adlarına akdetmekte ve prim ile riskin tamamını Havuza devretmekte olup, sigorta sözleşmelerinin ise, Havuz tarafından belirlenene standart poliçeler üzerinden yapıldığından müvekkilinin poliçeden doğan bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 26/05/2011 günü yağan dolu nedeniyle davacının sigorta poliçesi kapsamında davalılardan 8.759,00 TL alacaklı olduğu ancak, sigorta bedeli ve müddeabih olan 8.167,50 TL taleple bağlı kalındığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 8.167,50 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri ayı ayrı temyiz etmiştir.
1- Dava, Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortaları Poliçesi"ne dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, 21/06/2005 tarih ve 25852 sayılı Resmi Gazete ile yayınlanarak yürürlüğe giren 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile üreticilerin bu kanunda belirtilen riskler nedeniyle uğrayacağı zararların tazmin edilmesi amacıyla tarım sigortaları uygulamasına geçilmiştir. Hangi risklerin teminat altına alınacağı anılan Kanun"un 12. maddesinde açıklanmıştır. Tarım sigortaları, Devlet desteğini zorunlu kılan çok yüksek riskli sigortalar olduğundan, ülkemiz koşulları itibariyle serbest piyasa şartlarında yapılmaları şu an itibariyle mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle tarım sigortalarının yapılabilmesi için kanun koyucu özel bir yapıya ihtiyaç duymuş, ""Tarım Sigortaları Havuzu"" kurumunu oluşturmuştur. Bu yapının amacı 5363 sayılı Kanun"un 4. maddesinde etraflıca açıklanmış, devamı maddelerinde nasıl çalışacağı, görevleri ve hangi yetkilere sahip olacağı düzenlenmiştir. Kanun"un tamamı değerlendirildiğinde tarım sigortaları ile ilgili sistem, normal sigortalardan oldukça farklılıklar arz etmektedir. Özellikle yapılan tarım sigortaları karşılığında sigorta şirketi tarafından sigorta ettirenlerden tahsil edilen primlerin tamamı Tarım Sigortaları Havuzu"na aktarılmaktadır.
Sigorta şirketlerinin tahsil edip de aktarmadığı primler bakımından havuzun primlerin aktarılması talebi, ""kamu alacağı"" niteliğinde kabul edilmiş, kamu alacaklarının tahsilini düzenleyen kanun hükümlerine tabi kılınmıştır. Tarım sigortaları düzenlemesinin asıl amacı, üreticilerin zararlarını karşılamak, uzun vadeli gelir istikrarına kavuşmalarını temin etmek, ekonomik ve sosyal bakımından toplumsal katkılar sağlamaktır. Bu yönüyle kamu düzenini ilgilendiren sigorta türü olduğunu söylemek mümkündür.
Tarım sigortalarının işleyişinde temel unsur tarım sigortaları havuzudur. 5363 sayılı Kanun"un 9. maddesinde bu havuzun işletilmesine ilişkin iş ve işlemlerin, havuza katılan sigorta şirketlerinin eşit oranda pay sahibi olacağı anonim şirket statüsünde kurulacak şirket tarafından yürütüleceği hükme bağlanmıştır. Aynı hükümde tazminat ödemeleri dahil olmak üzere şirketin görevleri sayılmıştır. Anılan Kanun"un 14. maddesinde de sigorta şirketlerinin, tarım üreticileri ile tarım sigorta sözleşmelerini kendi adlarına akdedecekleri, prim ve risklerin tamamını havuza devredecekleri ve sözleşmeleri havuz tarafından belirlenen standart poliçeler üzerinden yapacakları düzenlenmiştir. Bu Kanun çerçevesinde havuzu işletmek üzere Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. (TARSİM) kurulmuştur. Somut olayda, davacı bu havuzun ortağı olduğu anlaşılan davalı A.. A.. ile “Devlet Destekli Bitkisel Ürün Sigortaları Poliçesi" düzenlemiştir. Anılan sigorta poliçesinden dolayı tazminat ödeme yükümlülüğü, ...... A.Ş"ye aittir. Bu itibarla ...... adına poliçe tanzim eden davalı sigorta şirketine husumet yöneltilemeyecek olup, davanın husumetten reddi gerekirken, işin esasına girilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın davalı A.. A.. yararına bozulması gerekmiştir.
2- Davalı TARSİM A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; gerek dosya içerisinde bulunan ve dava konusu taşınmazın bulunduğu mahalde 20/02/2011-28/06/2011 tarihleri arasında dolu yağışı meydana gelip gelmediğinin bildirilmesi için Meteoroloji Genel Müdürlüğü"ne yazılan müzekkereye verilen 01/07/2014 tarihli cevabi yazıda belirtilen tarih aralığında dolu yağışının olmadığının bildirilmesi, gerek tespit bilirkişi raporunun dolu yağışının olduğu ileri sürelen tarihten yaklaşık 1,5 ay sonrasında düzenlenmiş olması ve herhangi bir somut veriye dayanmaması ve gerekse de mahkemece alınan bilirkişi raporunda, dolu yağışına dair bir bulgu yok iken sırf davacı tanık beyanları ve yeterli olmayan delil tespiti raporuna dayalı olarak kanaat belirtilmesi karşısında, davacı tarafça ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı A.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı A.. A.. yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ...... A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı TARSİM A.Ş. yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 01/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.