11. Hukuk Dairesi 2015/15474 E. , 2016/6027 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ..... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2014
NUMARASI : 2014/669-2014/477
Taraflar arasında görülen davada ....... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24/12/2014 tarih ve 2014/669-2014/477 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ....... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kredi kullandığını, teminat ipoteği yanında bir kısım müşteri çek ve senetlerinin bankaya verildiğini, bunların bir kısmının banka tarafından tahsil edilerek müvekkili borcundan düşüldüğünü, 38.460,00 TL bedelli toplam 8 adet çek ve senedin ise tahsil edilmediğini, müvekkilinin kredi borcunu ana para ve fer"ileriyle birlikte ödemesi ve ödenmeyen 8 adet müşteri çek ve senetlerinin iadesinin talep edilmesine rağmen para talep edilerek geri verilmediğini, söz konusu çek ve senetlerin çoğunun yasal süresinde işlem yapılmaması nedeniyle zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, 38.460,00 TL tutarındaki çek ve senedin ödeme günlerinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte ulaşacağı miktarın şimdilik 9.000,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu kıymetli evrakların iadesinin bankanın sözleşmeli avukatından talep edildiğini, banka avukatının vekalet ücretinin ödenmesini istemesi ancak davacı firmanın ödeme yapmaması nedeniyle banka avukatınca iade edilmeyen kıymetli evrakların davacıya teslim edilemediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, davaya konu çek ve senetlerin tahsili için bankanın başlattığı takibin avukatlık ücretini ödemekle yükümlü olamayacağı, sözleşmede hafif kusur halinde borçlunun sorumlu olmayacağına ilişkin şartın öngörülebileceği ancak, sözleşme yapılırken alacaklı borçlunun hizmetinde ise veya sorumluluk hükümetin verdiği imtiyaza dayanılarak yapılan bir sanatın gereğinin yerine getirilmesinden ileri geliyorsa, hakimin takdir hakkını kullanıp, bu şartı geçersiz sayabileceği, davalı banka hafif kusurundan bile sorumlu olduğundan, sorumsuzluk anlaşmasının geçersiz olduğu, davalı bankanın, davacı kredi borçlusundan olan alacağını tahsil ettiğinden nezdinde bulunan kıymetli evrakların davacıya iadesi gerektiği, iadenin gerçekleşmemesi nedeniyle kıymetli evraklar zamanaşımına uğradığından davacının zararının oluştuğu ve davalıdan 38.460,00 TL asıl alacak ile 8.588,33 TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 47.048,33 TL alacağı bulunduğu oysa, alacağının 9.000,00 TL"lik kısmını dava konusu yaptığı, bozmadan sonra ıslah yaparak talebini arttırdığı ancak, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 9.000,00 TL"nin 27/09/2009 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davalı bankadan kullanılan krediye teminat olarak verilen ancak, bankaca tahsil edilmeyen birtakım çek ve senetlerin, kredi borcunun kapatılmasından sonra iade edilmediği, söz konusu çek ve senetlerin bankanın elinde iken zamanaşımına uğradığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın kısmen kabulü ile hükmedilen alacağın 27/09/2009 tarihinden itibaren tahsiline karar verilmiş ise de, faiz başlangıcının temerrüt tarihi olarak kabul edilen davacı ihtarının davalıya tebliğ tarihi olan 27/04/2009 tarihi olması gerekirken maddi hataya dayalı olarak 27/09/2009 tarihi olduğunun belirtilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan “...27/09/2009...” ibaresinin çıkarılarak yerine “....27/04/2009....” ibaresi eklenilmek sureti ile kararın davacı yararına bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 461,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 01/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.