4. Hukuk Dairesi 2019/3426 E. , 2020/311 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
DAVACILAR : 1-... 2-... 3-... 4-... vekili Avukat ...
Davacı ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Belediyesi aleyhine 27/06/2014 gününde verilen dilekçe ile trafik kazsı sonucu gerçekleşen ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; yargı yolu caiz olmadığından davanın reddine dair verilen 26/12/2018 günlü karara karşı davacı vekilinin istinaf başurusu üzerine yapılan incelemede; HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınc esastan reddine dair verilen 18/10/2019 günlü Gaziatnep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararının Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, karayolunda meydana gelen trafik kazası nedeniyle uğranılan maddi zararın davalı idarece tazmini istemine ilişkindir.
Davacılar vekili; müvekkillerinin murisi ...’in sevk ve idaresindeki plaka sayılı aracı ile hemzemin geçitte bulunduğu sırada tren geçişinden dolayı bariyerlerin kapalı olması nedeniyle durduğunu, bu sırada yol çalışması nedeniyle çalışmakta olan iş makinesine takılı vincin üzerine devrilmesi sonucu müvekkillerinin murisinin araç içerisinde ezilerek vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalının kusurunun bulunduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır.
Davalı vekili; açılan davayı kabul etmediklerini, talep edilen maddi tazminat miktarının fahiş olup sebepsiz zenginleşme teşkil edecek mahiyette olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince; davanın idari yargı merciinde açılması gerektiğinden yargı yolu bakımından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hükme karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davaya konu olayın idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı bu itibarla ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
./..
-2-
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.
Aynı Kanun’un 6099 sayılı Kanun ile değişik 110. maddesi uyarınca: "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu kanun hükümleri uygulanır." düzenlemesi getirilmiştir. İlgili kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere; trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemlerin alınmamasından kaynaklanan sorumluluk davalarında dahi dava adli yargı mahkemelerinde görülecektir.
Dosya kapsamından; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulama alanı olan hemzemin geçitte bariyerlerin açılıp kapanması ve yolun trafiğe açık tutulması sonucu davalı idarenin trafik güvenliğini ilgilendiren konularda gerekli önlem ve tedbiri almaması nedeniyle davaya konu zararın meydana geldiği anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun açık düzenlemesi karşısında uyuşmazlığın esasının adli yargıda çözümlenmesi gerekir. Bu yön gözetilmeksizin verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA dosyanın İlk Derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye mahkemesine gönderilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 03/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.