Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2293
Karar No: 2014/7317
Karar Tarihi: 17.11.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/2293 Esas 2014/7317 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/2293 E.  ,  2014/7317 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkili .... A.Ş."nin ... 8. İcra Müdürlüğü"nün 2005/12532 Esas ve 2005/12986 Esas sayılı dosyalarıyla ..."ndan alacaklı olduğunu, alacakların temlikname ile diğer müvekkili ... Tic. Taah. ve San. Ltd. Şti."ye temlik edildiğini, yine müvekkili ... Tic. Taah. ve San. Ltd. Şti"nin ... 8. İcra Müdürlüğü"nün 2005/13927 Esas sayılı dosyasıyla da anılan borçludan alacaklı olduğunu, belirtilen icra dosyalarından alacağın tahsil edilememesi ve borçluya ait bir kısım malvarlığına rastlanılması üzerine borçlu hakkında tasarrufun iptali davası açıldığını, davaların kabul ile sonuçlanarak kesinleştiğini, tasarrufun iptaline konu taşınmazın satışından sonra üzerinde başkaca hacizlerin bulunması nedeniyle 19.08.2013 tarihli sıra cetveli düzenlendiğini, anılan sıra cetvelinin hatalı olduğunu, birinci sırada bulunan müvekkiline ödenemesine karar verilen 86.580,98 TL"nin hatalı tespit edildiğini, alacak miktarının faiz ve dosya fer"ileri ile birlikte 120.000,00 TL"nin üzerinde olduğunu, dosya alacağı her ne kadar aciz vesikasına bağlı olsa da, satış bedelinden faiz istenebileceğini, bu nedenle müvekkilinin birinci sıradaki alacağının olması gerekenden az hesaplandığını, dosya kapak hesabına ilişkin ilgili müdürlük kararına karşı ayrıca şikayette bulunulduğunu, sıra cetvelinde müvekkiline ait ... 8. İcra Müdürlüğü"nün 2005/12986 Esas sayılı dosyasına yer verilmemesinin ve icrai haciz talebine rağmen bu hususun İcra Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğü"nden araştırılmamasının hatalı olduğunu, ilgili icra dosya alacağının da sıra cetveline alınması gerektiğini, yine müvekkili ... Tic. Taah. ve San. Ltd. Şti"ye ait ... 8. İcra Müdürlüğü"nün 2005/13927 Esas sayılı dosyasından konulan haczin düşmemesine rağmen, bu dosya alacağının sıra cetveline alınmamasının hatalı olduğunu, sıra cetvelinde ikinci sırada pay ayrılan ..."e ödenmesine karar verilen 129.436,59 TL alacak miktarının hatalı olduğunu, ... 10. İcra Müdürlüğü"nün 2009/5200 Esas sayılı dosyasında, dosya alacaklısı Serkan Kaşdaş tarafından farklı tarihlerde 33.000,00 TL"nin Arif Şahin"e, 10.000,00 TL"nin ..."e temlik edildiğini, ilgili dosyada iki alacaklı bulunduğundan tek alacaklıya alacak miktarının üzerinde pay ayrılarak sıra cetveli hazırlanmasının hatalı olduğunu, sıra cetvelinde ikinci ve üçüncü sırada bulunan icra dosyalarında borçluya yapılan ödeme emri tebliğlerinin usulsüz olduğunu, bu nedenle takiplerin kesinleşmesi söz konusu olamayacağından sıra cetvelinde pay ayrılmasının hatalı olduğunu, davalılara ait icra dosyalarında konulan hacizlerin kesinleşme ve icrai hacze dönüşme tarihlerinin müvekkili ... Tic. Taah. ve San. Ltd. Şti"ye ait ... 8. İcra Müdürlüğü"nün 2005/13927 Esas sayılı dosyadan konulan hacizden sonra olduğundan müvekkiline ait dosyaya pay ayrılmadan davalılara ait dosyalara pay ayrılmasının doğru olmadığını ileri sürerek, 19.08.2013 tarihli sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... Müh. Elk. Proje Taah. Mahmut Dayıoğlu vekili, görevli mahkemenin ... Mahkemesi olduğunu, davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, davacının alacağın esas ve miktarına değil faiz hesabına itiraz ettiğini, diğer itiraz sebebinin sıra cetveline alınmayan dosyalarla ilgili haczin düşüp düşmediği, sıraya alınması gerekip gerekmediğine ilişkin olduğunu, itiraz sebeplerine göre görevli mahkemenin ... Mahkemesi olduğunu, sıra cetvelinde birinci ve üçüncü sırada pay ayrılan icra dosyalarındaki hacizlerin düştüğünü savunarak, bu alacakların sıra cetvelinden çıkarılmalarını istemiştir.
    Mahkemece, dosya üzerinden verilen kararda, alacağa ve sırasına itiraz edilen takiplerin ve alacakların kambiyo senetlerine ilişkin takip ve alacak olduğu, İİK"nın 142. maddesine göre sadece itiraz olduğu takdirde şikayet yolu ile İcra Mahkemesine ya da alacağa itiraz olduğu takdirde genel Mahkemeye müracaat edilmesi gerektiği, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Yasa"nın 776 ve devam eden maddelerinde kambiyo senetlerine ilişkin hükümler mevcut olduğu, dolayısıyla bu hükümlerin olaya uygulanması gerektiği, aynı yasanın 4. maddesinde bu kanunda yer alan hususlara ilişkin hukuk davalarının ticari dava sayılacağı hükme bağlandığı ve yine aynı Yasa"nın 5.maddesine göre de Asliye Ticaret Mahkemesi"nin görevli olduğu gerekçesiyle, 6102 sayılı Yasa"nın 4 ve 5. maddelerine göre mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde yasal süre içinde müracaat halinde dosyanın görevli ... Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Dava, sıra cetvelinde itiraza ilişkindir. Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın sadece esas ve miktarına ya da hem sıraya hem de esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK"nın m.142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla İcra Mahkemesi"nde (İİK"nın m.142/son) ileri sürülmelidir.
    Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK"nın 4. maddesi uyarınca bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra "her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır." hükmü ile de nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
    İİK"nın 142/1 maddesinde "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir." hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesi, sıra cetvelinde kendisine pay ayrılan ve dava sonucunda etkilenecek olan alacaklıları ifade eder. Bu hükümde belirtilen mahal mahkemesinin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK"nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolunda açık bir düzenleme bulunmadığı, somut olayda olduğu gibi taraflar arasında temel ilişki (doğrudan ticari bir ilişki) ya da TTK"nın kambiyo senetlerine ilişkin hükümlerinin uygulanmasını gerektiren kambiyo hukuku ilişkisi bulunmadığı hallerde bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Dairemizin 04.06.2013 tarih ve 3440 E., 3763 K; 15.09.2014 tarih ve 2019 E., 5643 K; 15.10.2014 tarih ve 1764 E., 6313 K. sayılı ilamlarında da açıklandığı üzere; HMK"nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme (alacağın sıra cetveline göre düşen hissenin miktarına bakılmaksızın ) HMK"nın 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir.(Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:738). 6100 sayılı HMK"nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HUMK"nın 428/2. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak bozma nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu açıkça temyize gelmese dahi ya da somut olduğu gibi yanlış mahkemenin görevli mahkeme olduğu temyiz dilekçesinde belirtilse de, temyiz mahkemesince re"sen gözetilmelidir.
    Öte yandan, haciz yoluyla takiplerde sıra cetveli alacağın İİK"nın 138. maddesi uyarınca satış tarihindeki ulaştığı miktar dikkate alınarak düzenlenir. Diğer bir anlatımla, haciz konulan bir malın satış tutarı, haciz tarihindeki alacak ile satış tarihine kadar hesaplanacak fer"ileriyle takip masraflarını tazmin eder. Alacaklılara pay ayrılırken bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara, fer"iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarı, satış tarihi itibariyle bilirkişiye hesaplatılmalı, şikayetçinin satış tarihi itibariyle kesin alacak miktarı belirlenerek, sonucuna göre bu alacak miktarını paylaştırmada gözeten bir sıra cetveli düzenlenmesini teminen şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekir. Satış tarihinden sonra alacakta meydana gelen artışlar, rehnin ya da haciz konulan malın bedelinden karşılanamaz. Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar davalıların alacağının esas ve miktarına yönelik olmayıp, İcra Müdürlüğünce sıra cetveli düzenlenirken takip hukuku kurallarının yanlış uygulandığına, yani sıraya ilişkindir ve icra mahkemesi görevlidir.
    Diğer yandan, ülkemizin de tarafı olduğu ve Anayasa"nın 90. maddesi gereği iç hukukun bir parçası olan ... Sözleşmesi"nin 1982 Anayasası"nın 36. maddesinde adil yargılanma hakkına yer verilmiştir. 1086 sayılı HUMK"nın 73. maddesi, "Kanun"un gösterdiği istisnalar haricinde hakim her iki tarafı istima veyahut iddia ve müdafaalarını beyan etmeleri için kanuni şekillere tevfikan davet etmedikçe hükmünü veremez" hükmünü içermektedir. 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesinde ise adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olarak hukuki dinlenilme hakkı düzenlenmiş, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirme yapmasını da içerdiği belirtilmiştir. İİK"nın 18/3. maddesinde " Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir." hükmüne yer verilmiştir. Kanunda açıklık bulunmayan hallerde, duruşma yapılıp yapılmayacağı hakimin takdirine bırakılmış ise de; öngörülen takdir hakkı mutlak bir seçimlik hak olmayıp, halin icabına göre değerlendirilmesi gereken bir takdir hakkıdır. Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılması kanunun amacına uygun düşer. Mahkemenin takdirine göre duruşma açılmasının gerekli görüldüğü hallerde ilgililerin duruşmaya çağrılması yasal bir gerekliliktir. Şikayet sonunda hakları haleldar olabilecek alacaklıların savunma haklarını kullanabilmeleri, adalet dengesinin sağlanabilmesi bakımından takdir hakkı, duruşma açılması yönünde kullanılmalıdır. Mahkemece, şikayet olunana şikayet dilekçesi tebliğ edilerek, şikayet tarihinde yürürlükte olan HMK"nın basit yargılama usulüne ilişkin 316. vd. madde hükümleri uyarınca yargılamanın yürütülmesi, taraf teşkilinin sağlanması, İİK"nın 18. maddesi uyarınca duruşma açılması, tahkikatın duruşmalı olarak yapılması gerekir.
    HMK"nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Mahkemece, karar tarihinde yürürlükte olan HMK"nın 114/1-c maddesi hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın anılan 115/2. madde hükmü uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekir.
    Bu durumda mahkemece, davanın tacir olan tarafların ticari işletmeleri arasındaki temel ya da hukuki ilişkiye dayalı ticari nitelikte bir dava olmadığı, sıra cetvelinde yer alan alacaklılar arasındaki sıraya ilişkin şikayete yönelik olduğu, tarafların alacaklarının dayanağı olan takip dosyalarının kambiyo senetlerine dayalı takibe dayalı olmasının davanın niteliğini değiştirmeyeceği, takip dosyalarındaki hacizlerin kesinleşme tarihlerine göre tarafların hacizdeki önceliğine ya da tarafların haczinin ayakta olup olmamasına yönelik inceleme görevinin İİK"nın 142/son maddesi uyarınca İcra Mahkemesi"ne ait olduğu sonucuna varılması ve HMK"nın 114/1-c maddesi hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın anılan 115/2. madde hükmü uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle ticaret mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varılması ve karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan 1086 sayılı HUMK"nın dava şartı öngörmeyen göreve ilişkin 7. ve 27. madde hükümlerine uygun olarak gerekçede ve hüküm fıkrasında "mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine yer verilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK"nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilmek ve yapılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilmesi suretiyle onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın, gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasının 1 numaralı bendindeki "6102 sayılı Yasa"nın 4 ve 5. maddelerine göre Mahkememizin görevsizliğine" ve "... Asliye Ticaret" ibaresinin hükümden çıkarılarak, yerine sırasıyla "6100 sayılı HMK"nın 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca mahkemenin göreve ilişkin dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın usulden reddine" ve "nöbetçi ... ..." ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından yeniden harç yatırılmasına yer olmadığına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi